Tuesday, February 22, 2011

mutluluk

Öyle bir huzur öyle bir güzellik yaşanıyor ki evimiz de. Şükürler teşekkürler az kalıyor.
Kelimeler yetmiyor..
Bu bezelyeden bile küçük parmaklar için ölürüm ben...
Defnem sen benim bugüne kadar yaptığım en anlamlı ve en güzel şeysin!!!

Tarihe not: Defnem bugün ilk banyosunu yaptı.Göbeği hala düşmedi...

Saturday, February 19, 2011

Doğum Hikayem

Kendimi bildim bileli hem etrafımda hem de sağlık sitelerindeki normal doğum hikayelerini merakla dinlerdim.Normal doğum yapan arkadaşlarımı acaip takdir eder bu olayı çok cesurca bulurdum. Bebek hayali kurmaya başlayıp güzel haberi alana kadar kendim için bu konuda hiç birşey düşünmemiştim  ta ki  canım arkadaşım Gamze nin doğum macerasına yakından şahit olup gebeliğim ilerleyinceye kadar.Bu arada Blogcuanne de pozitif doğum hikayelerini okuyup iyice motive oluyordum ve kesin kararımı vermiştim. Tıbbi bir engel olmağı sürece normal doğum yapma şansımı sonuna kadar kullanacaktım.
Başlangıç kısmını burada göreceğiniz doğum maceramız  başladığında hastanede 24 saat icerisinde bebek doğmalı dediklerinde hiç düşünmeden normal doğum için risk var mı diye sordum nöbetçi doktora.Doktor suyunuz geldiği için enfeksiyon riski var ve bebeğin yüzü öne dönük olduğu için beklememiz gerekir dedi. Bu arada bana 1000 ml lik iki ayrı serum ve antibiyotikli bir başka serum takılmıştı. Saatler gece yarısını gösteriyordu sakinliğimizi koruyarak beklemeye karar verdik. Nasılsa daha 23 saatimiz vardı.


Nst de bebek stressiz ben de ise  20-30 seviyelerinde sancı görünüyor , sancılar düzensiz olduğu için bir işe yaramıyordu. Saat 04:00 de doktorum geldiğinde pazarlık başladı. Ege ısrarla risk aldığımızı bir an önce sezaryan yapıp bebeğin durumunu görmemiz gerektiğini sölüyordu. Sonuçta doğum kaçınılmazdı niye bekleyecektik ki? Prematüre olacağı için ciğerlerinin gelişmemiş olması ihtimali, bilinmeyen belki başka risklerimiz vardı, 15 gün yoğunbakımda kalabileceği ihtimalinden bahsediyordu doktorlar ve ben sürekli ağlıyordum.  O korku ve panik içerisinde bile doğum konusunda kararlılığımı sürdürebildim ama. Cem beye  açıkça sordum. Bebek için risk var beklemeyelim diyorsanız hiç birşey demiyorum hemen sezaryen  yapalım,  ama normal şansım var ise denemek istiyorum dedim. Bebeğin stressiz gözüktüğünü yakın takiple bir süre daha bekleyebileceğimizi ,bebek küçük olduğu için rahat bi normal doğum olacağını ayrıca bebeğin kendini doğuma hazırlamak için şansının olacağını bu nedenle normal doğumu desteklediğini söyleyerek içinmi rahattlattı. Artık tek yapmamız gereken şey sancıları beklemekti.Saatler geçti ama sancı falan yoktu, hiç uyuyamıyordum bu arada. Her an sezaren olabileceğinden hastaneye geldiğimizden beri aç ve susuz yatıyordum. Sabah saat 9 da geldi Cem bey tekrar.Sancı yok açılma yok. Bekliyor muyuz dedi evet dedim. En geç saat 15 e kadar bekleyebiliriz dedi ve sana bir haberim daha var diyerek 2 saat içinde Saraybosna ya gideceğini beni asistanı Arzu hn a teslim edeceğini açıkladı. Zaten geceden beri ağlıyordum bu haberle iyice kendimi bıraktım psikolojim yerlerde. 6 hafta önceden gelen bebeğim, bir sürü sağlık riski ve beni bırakıp giden doktorum. Daha ne kadar aksilik üstüste gelebilirdi ki, ağlama krzine girdim yine. Doktorum epey uğraştı beni sakinleştirmek için. Egemen bi yandan sürekli tamam o zaman beklemeyelim Cem bey gitmeden sezaryen i halletsin diyor sürekli muhalefet  halinde.
Birden kendime geldim napıyorsun sen dedim. Giderse gitsin o doğurmayacak ki sen doğuracaksın ve hayatının en güzel hediyesine kavuşacaksın dedim kendime. Herkesin odadan çıkmasını istedim. Bir süre kendimle kalıp bu işe konsantre olmam gerekti ve sakinleşmeyi başardım. Cem bey Azru hn la geldi tanıştık doğum doktorumla, benimle yaşıt çok sempatik görünen incecik çıtı pıtı bir bayan. Elimi tuttu merak etme herşey çok güzel olacak dedi. O an tamam dedim herşey yoluna girecek.Epidural anestezi için ekip geldi bu arada, takalım her an ilaç verilmeye hazır olsun demişlerdi. Ben ameliyathaneye indirecekler sanıyordum ama odada yapıldı işlem. Yatakya yan olarak oturttu dr beni, sırtımı iyice kamburlaştırıp çenem göğsüme değecek şekilde bir pozisyon aldım iki elimi de Ege tutuyordu, hiç kıpırdamamam gerektiği için çok heyecanlıydım, Düşündüğümden çok daha az canım yandı , kolayca halledildi katater sabitlenip yatırıldım tekrar.


Saat 13 e doğru Arzu Hn la konuştuk tekrar, ya suni sancı devreye girecekti  artık ya da süngüyü düşürüp sezaryana ok diyecektim. Suni sancı istedim. Saat tam 13 te serum takldı.Sancılar çok kısa sürede başladı.
Saat 15 e kadar giderek şiddetlenen ve sıklaşan sancılarla nst eşliğinde yatakta ebe emşirenin gösterdiği şekilde nefes alıp verdim. Uykusuzluk ve açlıktan dolayı yorgunluğum iyice artmıştı o yüzden ağrılar ile iyi mücadele edemiyordum ve artık yeter deme noktasında yapılan kontrolle açıklığın 5cm e ulaştığı görüldü ve epidural anestezi için ilaç verildi. Artık ne ağrı vardı ne sancı, nst de sancının geldiğini görüyor ama hiç birşey hissetmiyordum. Bu şekilde saat 16 oldu. Arzu hn elinde kocaman bir pilates topu geldi. Açılma çok iyi gidiyordu bu arada.Topun üzerine oturup doktorun gösterdiği şekilde esneme hareketleri yapmaya başladım. Odada ablam ve eşim vardı Doktorla birlikte , Ege sürekli fotoğraf çekiyor sürekli espriler yapıp beni güldürüyordu.Saçlarımı topuz yaparak çeşitli pozlar verdim doğumun en eğlenceli kısmıydı sanırım. Yarım saat kadar esnedikten sonra açıklık 8 cm e ulaştı, bu arada epiduralin etkisi azalmaya başlamış ve ağrılarım artmıştı, Arzu hn hadi artık doğumhaneye gidiyoruz deyip ekibi çağırdı. İşte o an vücudumda bir heyecan fırtınası hissettim çok az kalmıştı artık son safhaya gelmiştik.Koridorda ilerlerken bir elimi ablam diğerini Egem tutuyordu heyecandan ağlamaya başladım yine...Doğumhane tahminimden çok daha kalabalıktı.Erken doğum olduğu için kuvöz ve yenidoğan yoğunbakım ekibi hazır bekliyordu. Bu kadar çok kişi varken nasıl yapıcam diye bi tedirginlik oldu bende ama sancılar o kadar şiddetlenmişti ki kendimi doğal akışa bıraktım.Doğum yatağına tam 16:45 te yattım, Arzu hn ve nöbetçi kadın doğum doktoru hazırdı, Egem hemen başucumdaydı, ağrılar için tekrar ilaç istedim ama epiduralin doğumu yavaşlatacağını bunu istemediğini biraz dişimi sıkarsam çok kolay olacağını söyledi Arzu ve sancılarla birlikte ıkın maya başladım. Her sancıda bebeğimin içimde ilerlediğini hssediyordum, içinden akıyor bende onunla birlikte doğuyordum sanki. İlk başlarda iyiydim ama 5.sancıdan sonra pilim bitti artık ıkınacak gücüm kalmamış  yapamıyorum diye ağlıyordum ama bebeğin başı görünüyor doktor sürekli beni motive etmeye çalışıyordu, son gücümle iki kez daha ittim birden içim boşaldı sanki ve benim minicik prensesimi doktor karnıma yatırıverdi.Saat 17:09 du.İşte o an sanki ben yeniden doğdum ben ben oldum! Mucizem karşımdaydı odada çıt çıkmıyordu ona dokunmaya bile korkuyordum ve birden çığlığı odayı doldurdu, yoğunbakım doktorunun işte bu süper dediğini duydum, müdahalesiz nefes almıştı bebeğim ve kollarımdaydı.Hatırladığım tek şey Egemen in de benimde ağlayışımızdı gözyaşlarımız birbirine karıştı bebeğimle beraber hepimiz hüngür hüngür ağlıyorduk. Göbek bağını babası kesti kızımın, göbek adını çok sevdiğimiz ve hamilelik haberini vermek üzereyken kaybettiğimiz babaannemizin ve benim anneannemin adını koyarak.
Sonrası hayal meyal , minik mucizemi yoğun bakıma aldılar hemen ,bende kesi yoktu doktorum tercih etmedi sadece bir kaç küçük yırtık olduğundan 3 dikiş atıldı içeriye ve beni odama aldılar.Tüm ailem sevdiklerim dostlarımız bekliyordu, koridor çok kalabalık herkes ağlamış sevinçten, herkes tebrik ediyordu.Bu arada suit oda tercihimizin çok yerinde olduğunu gördüm,eğer varsa imkanınız mutlaka suit tercih edin anne için de bebek için de çok daha rahat oluyor.
Doğumdan tam 1 saat sonra ayaktaydım 1,5 saat sonra da  pompa ile sütümü sağdık. Yoğunbakım doktoru geldi, Defnecik  beklenenden çok daha iyiymiş, ciğerleri sürfaktana gerek olmadan çalıştı sadece solunumu biraz hızlı olduğu için oksijen verdik, bu gece takip edeceğiz herşey yolunda ise yarın öğlen çıkartırız dedi, bundan daha güzel bir haber olabilir miydi. Normal doğum olduğu için bebeğin kendini hormonlar üreterek doğuma hazırladığını iyi ki normal doğumu tercih ettiğimi söyleyerek beni tebrik etti. Bir kere daha kendimle gurur duydum :) Saat 22 ye doğru da bebeğimizi görebileceğimiz söylendi,  yürüyerek yenidoğan yoğunbakıma inip bebeğimizi  gördük, sevdim , Egem dokunamadı .O gece hayatımın en güzel gecesiydi. Bebeğimiz beklenenden çok daha erken ama  sağlıklı bir şekilde doğdu ya,  yanımda değil diye ağladıysam da yine de çok mutluyduk.

Normal doğum sayesinde erken doğan bebeğimle çok daha iyi ilgilenebildiğimi düşünüyorum. Ertesi sabah hiç birşeyim yokmuş gibiydim duşumu aldım gelen misafirlerle oturdum bebeğimi kucağımda taşıdım.En önemlisi kendime olan güvenim bir kez daha tazelendi, bu deneyimi yaşayabildiğim için çok ama çok mutluyum...

Bütün anne adaylarına sağlıkla bebeklerini kucaklarına almalarını diliyorum...Tanrım meleklerimizi korusun...


Monday, February 14, 2011

Defne büyüyor

2.haftamız bitti bile. Hergün fırsat bulup yazacağım diyorum ama bir türlü gün içinde vakit
yaratamıyorum.

Minnoş hanımla günler çok güzel. Yeni düzene o hemen uyum sağladı ama annesi için aynı şey geçerli değil sanırım.Gündüz o uyurken uyuyamazsam geceleri 2 saatte bir uyanmak emzirirken uyanık kalmaya çalışmak benim için çok zor oluyor.Nitekim haftasonu ziyaretçilerimiz vardı  dinlenmeye hiç fırsatım olmadı o yüzden iki gecedir epey zorlandım.Hala karnımda olmalıydı bunalımım ise zaman zaman nüksediyor.Lohusalığa veriyorum artık. Bir de herşeyden kendime bir pay çıkartıp ağlamasam. Gözyaşı kontrol eğitimine ihtiyacım var sanırım.

Çok şükür olabilecek en iyi şekilde atlattık bu macerayı. Bebeğimiz sağlıklı ve hızla büyüyor önemli olan da bu değil mi. Bütün bunları çok iyi bilmeme rağmen hislerimi kontrol edememem hiç normal değil.

Bugün Doktor kontrolümüz vardı yine, minik hanım 200 gr daha almış, sarılığı iyice azalmış, artık 1.ayının sonunda ilk aşısı için gideceğiz haftalık kontrollerimiz bitti.
Her gününü her anını yazmak istiyorum aklımda tutmaya çalışıyorum.
Bol bol fotoğrafını çekmek istiyorum ama yapamıyorum :(
İlk fotoğraflarından biri , Defne hanımın ilk haftasında çekildi.
Sevgilerimizle...


Monday, February 7, 2011

İlk haftamız..Kelimeler yetmiyor...

Günler hızla geçiyor ben şaşkınlıkla izliyorum sadece. Hep hayalini kurduğum beklediğim yeni hayatımıza pek bir hazırlıksız, telaş ve korkuyla başladık ancak şimdi sular daha sakin.Ben ilk şoku atlattım. Doğuma o kadar hazırlıksız mışım ki hastanede olduğumuz günler boyunca sağlıkla bebeğimizi kucağımıza almamıza rağmen hep ağladım, İyi bakamadım ona, neden bu kadar erken doğdu diye.Kabullenemedim bir türlü hala şu kadar haftalık olacaktı daha karnımda olması gerekliydi diye gözyaşı döküyorum ara ara.Sonra ne kadar şanslı olduğumu düşünüp mutluluktan ağlıyorum mütemadiyen ağlıyorum yani . Lohusalık diye buna mı deniyor.

Diğer yandan da çarşamba akşamından beri evimizdeyiz. Yeni düzene alıştım bile. İki saatte bir meleğimi uyandırıp altını temizliyor ve emzirmeye çalışıyorum.Yavaş yavaş öğreniyorum. Gündüzleri o uyurken ben de uyursam geceleri daha iyi geçiyor.Ama çok çabuk yorulduğundan o kadar yavaş emiyor ki hep sızıyor göğsümde neredeyse 1 saat sürüyor bir emzirme seansı. Onun göğsümde olduğu zamanlarda kokusunu içime çekiyor ve o kadar çok dua edip teşekkür ediyorum ki Tanrıya onu bize bağışladığı için.

Doktorumuz ziyaretçi yasağı koydu en azından Defne 38. haftasını doldurana kadar, salonda anemler misafirleri karşılıyor yatak odasından çıkarmıyorum onu, bende kimseyle öpüşmüyor uzaktan görünüyorum sadece.

Hastanede 48.saatte Defne nin sarılığı arttı, 12 saat fototerapi aldı, bir ara taburcu olmayacağımızı sandık ama çok şükür o da düştü. Hala rengi sarı, cuma günü kontrole gittik çok gerilememişti ama korkulacak seviyede olmadığından doktorumuz eve gönderdi bizi, hatta kilo bile almaya başlamış minik hanım.

Yarın yine kontrolümüz var, rengi biraz daha açılıyor gibi, umarım bu sarılı ta bir an önce geçecek.

Çok güzel bir duyguymuş anne olmak. O nu kucağıma aldığımda hissedeceklerimi hayal etmeye çalışırdım ama anlatılamayacak ve hayal bile edilemeycek kadar güzel bir duyguymuş. O nu her kucağıma aldığımda işte minik mucizem diyorum ve kalbimin mutluluktan sıkıştığını hissediyorum. Her fırsatta yazmak istiyorum, onun hissettidiklerini bu anları her detayı kayıtlı kalsın diye.
Defne cim ismine son ana kadar karar veremediğimizden seni hep minoş ve pıtırcık  diye sevmiştim ya karnımda, işte öyle mini mini minnoş çook güzel bir meleksin sen...İyi ki geldi minik mucizem.Ah bir de kelimeler yetse...

Tuesday, February 1, 2011

Hoşgeldin Defne'm

Biricik kızımız Defne miz 30 Ocak pazar günü saat 17:09 da dünyaya merhaba dedi. Normal doğum yapmayı başardım ama çok uğraştım bunun için, bebeğimiz ilk 24 saatini yenidoğan yoğunbakımında geçirdi.Solunum sıkıntısı çekmedi çok şükür, dün saat 13 itibariyle odamıza getirdiler. Suyumun erken gelmesi nedeniyle enfeksiyon riski olduğundan antibiyotik verliyor ve 72 saat gözlemde tutuluyor. Bu yüzden hala hastanedeyiz, herşey yolunda giderse yarın akşam taburcu olup evimize gideceğiz. Hala şoktayım ama çok mutluyum. en kısa zamanda doğum hikayemizi ve ilk zamanlarımızı yazmaya çalışacağım. Bizi arayıp soran dualarını eksit etmeyen ve bize moral veren herkese çok ama çok teşekkür ediyoruz. .Sevgilerimle ...