Tuesday, May 31, 2011

4.ay

Minik pıtırcığım, aceleci minnoşum, ballı lokma tatlım Defnem artık 4 aylık...


Ne kadar hızlı geçiyor ne zaman 1/3 yaşını doldurdu . Her günümüz her anımız birbirinden güzel. 
Koala gibi bu aralar hep kucağımda hep koynumda. Alışırsa alışsın hiç indirmiyorum bende bütün gün slingde koynumda.
Bugün itibariyle doğum iznim de bitti. Zaten erken geldiği için sadece 10 hafta iznim vardı, yanan 6 hafta doğum iznimin yerine birikmiş yıllık iznimi kullanarak - bu arada bu 6 hafta izin hakkımı yiyen devetimize de hakkımı helal etmiyorum valla - 16 haftaya tamamladım ama onu mini minnacık bakıcıya bırakmaya içim elvermedi 2 da ay ücretsiz izin aldım. Tabi nereye kadar eninde sonunda bitecek ve ben işe döneceğim. Şimdiden bunu düşünüp bir de bu nedenle sütümü strese sokmak istemiyorum .


Haftasonunda milkway in  milkplus diye bir içeceği varmış harika! bir kokusu var öyle ki burnumu tıkamadan içemiyorum. Ona başladım biraz etkisi oldu sanırım eskisi gibi değil ama çok kötüde değil..


Bugün doktor kontrolümüzde en çok süt konusunu  konuştuk 2 saatte bir sağacaksın diyor arttırmak için. Ben galiba bu noktada hata yaptım. Defne emsin diye bekledikçe o da memeye direndikçe sağmadım bu kadar sık. Elimde pompayla geziyorum şimdi. Tek handikap Defne gün içerisinde biberonla beslendikçe emmeye direniyor. Ne yapalım anne sütü alsında  biberonla alsın napiim.Onun dışında motor gelişimi düzeltilmiş doğum tarihine uygun olarak devam ediyor.Yani 4 aylık bebekler gibi değil  biraz geriden geliyor ama bu normalmiş. Neyi nezaman yapabileceğini anlattı doktorumuz içimizi rahatlattı.


4. ay gelişim bilgilerini kaydedip bitireyim.
kilo 6090 gr
boy 62 cm

Yarın annemler geliyor bu arada, Defnem nananesine kavuşacak  ben annişkoma, yaşasın!! 
Bu bodyle karşılayacağız kendisini .






Wednesday, May 25, 2011

Büyük buluşma

Bu haftaya çok güzel bir buluşma ile başladım 


Blogum sayesinde  bir çok anneyle tanışıyorum bir çok şey paylaşıyoruz ancak ilk kez sanal arkadaşlık gerçek arkadaşlığa dönüştü, daha önce  bu postta bahsettiğim Defneciğimin ilk arkadaşı Hira ve anneciği Name ile pazartesi  buluştuk sonunda. 


2 anne 2 bebek 2 kocaman pusetle gittiğimiz mekanda 3 masa kapladık:) Ne çok konuşacak şeyimiz varmış Name ile, minnoşlarda bunu anlamış gibi mışıl uyudular sevmek için uyandırmamız gerekti. 


Canlarım benim. İşallah bu güzel arkadaşlık siz büyüdüğünüzde de devam eder. Çok çok iyi anlaşan kardeşler olursunuz. 
                                                                    İşte meleklerimiz ; 





Sütüm bir nebze olsun daha iyi gibi ama eskisi gibi değil hala.Uyuyabilirsem çok farkediyor ama dün gece yine sabah 6 yı buldum :( 
 Sık sık sağmaya çalışıyorum ama gün içerisinde sürekli biberonla takviye yaptığımdan Defne memeye direnmeye başladı. Ağlaya ağlaya vermeye çalışıyorum zorlamadan. Bakalım nasıl olacak. 

Sunday, May 22, 2011

Haftasonundan...

 Sütümün azalması aynen devam ediyor. Dün gece önceki gecelere nazaran daha fazla uyudum hemen farketti. En çok uyuyamamak etkiliyor beni demek ki. Gece seanslarında uyanınca tekrar uykuya dalabilmek için mücadele ediyorum şimdi. Sürekli telkin yapıyorum kendime ve gece uyumaya çalışırken hep minnoşumun fotoğraflarına bakıyorum telefondan.Günde 3-4 poşet süt çözdürüyorum böyle giderse 10 günde biter stoğum sonrasını düşünmek istemem. 
Psikolojim biraz daha iyi ama umutluyum yani kesileceğine inanmıyorum..
Bulgur pilavı, tahin en çok yediklerimden acaip şiştim :)  Bir de sürekli bu çaylardan içiyorum. Malt içeceklerin tadını beğenmedim içilecek gibi değil. Damak tadıma hiç uymadı.


Dün moral olsun iyi gelir diye sabah erkenden Polonezköy e gittik.Arkadaşlarımızla buluşup güzel bir kahvaltı yaptık. Bu mekanı tercih ettik. Doğa, ortam çok güzeldi  hayvanat bahçesi, gölet çimenler minderler hamaklar süperdi ancak kahvaltısı berbattı. Hiç bu kadar vasat bir açıkbüfe görmedim hiç yakıştıramadık bu mekana. 


Minnoşa açık hava yaradı bütün gün uyudu meleğim, uyandırıp besledim, keyfi pek yerindeydi. . Oradan başka bir mekana daha gittik öğleden sonra mangala. Eve geldiğimizde akşam 7 ydi Defne ilk kez bu kadar uzun süre dışarıda kaldı gece huzursuzlanır mı diye endişelendim ama banyodan sonra mışıl mışıl uyudu yavrum.Dedim ya yavrumun bi problemi yok anasında problem...
Güzel bir kaç fotoğrafla bitireyim. Güzel bir hafta boool sütlü bir hafta olsun..


                                           Babasının kucağında hayvanat bahçesini gezerken
                                                                            ***

                                                         bütün gün slingde yürüdüm meleğimle
                                                                              ***


                                                  Bugün ilk kez elbise giydi cicikız oldu meleğim

Friday, May 20, 2011

sütüm nolur geri geeeeel

Çok kötüyüm. ağlak bir yazı olacak baştan söyleyeyim. 


Son bir kaç gündür azaldığını hissediyordum  eskisi gibi dolu dolu değildi göğüslerim. Derin dondurucudaki sütlerden takviye yaptım bir kaç kez ama dün geceden beri sütüm çok azaldı. Defne çıldırıyor emiyor çekiştiriyor yavrum ağlıyor emzirmeye çalışıyorum ki yenisi üretsin vücut. Özellikle gece uykusunda acaip dolardı göğüslerim  dün gece 4 saatlik uyku sonrası sağdım 30 ml süt çıktı. Şaka gibiiii  durmadan ağlıyorum. Bir göğüsten 130-140 çıkardı .


Biliyorum ben pozitif olmazsam daha da kötü olacak ama noldu. Tamam çok yorgunum tek başıma gece gündüz çok yıpramnıyorum ama neden şimdi. Dengeli beslenmeye çalışıyorum süt yaptığını duyduğum herşeyi yemeye çalışıyorum. Ege akşam gelirken piyasada ne kadar süt arttırıcı ürün varsa alacak.


Defneyi şimdi biberonla besledim uyudu ben nette emziren anneler mail grubunda  bu konuyu araştırıyorum bir yandan da ağlıyorum
doğum yaptığımdan beri düzenli olarak Hipp in  süt arttırıcı bitki çayını içiyorum , günde iki kez dün kaç fincan içtim saymadım :( 


Nolur sütüüüm geri geeeeeeeel


Bebeğimin bu mucizeden mahrum kalmasını istemiyorum.
Bu kadar uğraşırken her damlası için , bilinçli olarak emzirmemeyi tercih edenleri ise hiç anlamıyorum.


Bol sütlü günler hepimize ama şu an en çok bize.

Tuesday, May 17, 2011

güzel tesadüf...

Defne nin kakasındaki durumdan bahsettiğim  yazımdan sonra  çok samimi bir  dille yazılmış  bir mail aldım . 

Kızlarımız 2 gün arayla doğmuş o da erken doğum yapmış bir anne. Uzun süredir blogumu takip ediyormuş, kakadaki durumu okuyunca kendi kızında yaşadığı ileri dereceli besin alerjisini paylaşmak istemiş. 
Yazdıklarıyla o kadar yardımcı oldu ki. O kadar çok şeyi aynı  zamanlarda aynı şekilde yaşamışız ki. Onun bebeği 4 hafta erken doğmuş üstüne çok zor günler yaşamışlar alerjiden dolayı. 

Biz böyle her gün mailleşir taze annelik maceralarımızı paylaşırken bu kadar mı tesadüf olur dedirten cinsten birbirimizi uzaktanda olsa tanıdığımızı bildiğimiz farkettik. Eşimin kuzeni ile kardeşi çok çok yakın arkadaşlar. Ben de hep kuzenden duyuyordum onları. Dünya ne kadar küçük.  Kızlarımız birbirlerinin ilk arkadaşları oldu şimdi. 
Canım Hira  ve güzel annesi Name.  Teşekkür ediyorum  bu güzel  dostluğa vesile olduğu için. 

Blog yazmaya başladığım için bir kez daha memnun oldum çok. Paylaşımlar eşsiz gerçekten. 

Kızlarımızı en kısa zamanda buluşturup güzel fotoğraflarını ekleyeceğim. 

Friday, May 13, 2011

ilk ayrılık

Bugün Defne yi kollarıma aldığım103. gün. 103 gündür gecem gündüzüm her anım onunla. Onunla yaşıyor onunla nefes alıyorum. Aslında onunla birlikteliğim neredeyse 1 yıl olacak. Geçen hazirandan beri benimle aslında kınalı kuzum..Bu arada ona kınalı kuzum diyorum çünkü hakikaten kınalı  ensesinde kocaman bir doğum lekesi var kuzumun:)


Daha önce bir kaç kez yarım saat bırakmıştım Defne yi anneme, eşime.3-4  kere sitenin içindeki markete gittim  akşamları da yürüyüşe çıkıyordum ama bugün ilk kez tam 4 saat minnoşumdan ayrı kaldım .


Bol bol süt sağdım , bütün talimatların üzerinden en az 5 kez geçerek eşime teslim ettim ve ben alışverişe çıktım. Çıktım ama aklım evde kaldı. 
İlk 1, 1,5 saat iyiydim sonra sürekli telefonla tacize başladım. Oysa herşey yolundaydı. Arıza çıkaran bendim.Çantama çıkarken çoraplarından birini atmıştım vapurda koklaya koklaya geçtim karşıya:) Görenler manyak bu kadın demişlerdir. 


Alel  acele yapılmış bir alışveriş, nefes nefese gidip gelinmiş onca yoldan sonra eve geldiğimde baktım kimse yok !!! Baba kız sosyal tesiste yayılmış güneşleniyorlar  oh keyfe bakk ! Nasıl özlemişim meleğimi koklamaya doyamadım.. Ben nasıl işe gideceğim? Tam 12 saat nasıl ayrı kalacağım ,  oturdum ağladım akşam bunu düşünüp. Offfffffff



Sunday, May 8, 2011

Anne olmak

      Ne kadar muhteşem bir duygu olduğunu anlatmaya çalışmayacağım. Yaşayan herkes biliyor ki kelimeler yetmez.


Geçen sene bugünden bahsetmek istiyorum.
Benim hayattaki tek buruk anneler günümdür.5 ay öncesinde o çok istediğim hamilelik haberini almış ama mutluluğumuz kısa sürmüştü. Üzerine aylar geçmiş her ayı yeni bir umutla bekliyor ama bir türlü güzel haberi alamıyordum. O sebepten geçen yıl ki anneler gününde günlüğüme buruk cümleler yazmışım. Tam 1 ay sonra ise minik mucizem gelmeye karar vermişti.
Şimdi bu sene, dünyadaki tüm anneler gibi dünyanın en mutlu annesiyim. 


Bugün Defne ye bakıp bakıp ağladım bir kaç kez. Mutluluk gözyaşlarıydı, biliyorum abartıyorum ama elimde değil engel olamıyorum. Ona, onu ne kadar sevdiğimi anlatmaya başlayınca boğazım düğümleniyor sesim buruluyor, sevgimi gözyaşlarım anlatıyor. 


Annemi ve ablamı çok daha fazla anladım bu sene. 


Anne olmak bence en karşılıksız ve saf duygu. İnsan bencildir, her türlü ilişkisinde minimumda olsa bir karşılık beklentisi vardır bence. Her türlü sıfatı bu beklenti ile üstlenir. Ama anne olmak hariç. Hiç bir ilişki  anne ile çocuğu arasındaki kadar saf ve karşılıksız olamaz.


Minik mucizem  bir kez daha teşekkür ederim sana, geldiğin için,bizi seçtiğin ve  bu yüce duyguyu tattırdığın için 


Tanrı hiç bir bebeği annesinden ayırmasın ve  tüm anneleri bebeklerine bağışlasın...





Thursday, May 5, 2011

Haberler ve faaliyetlerimiz..

Salı günü  aylık takibimizi yapan doktorumuzun yönlendirdiği pediatrik gastroentorolog  Prof. Dr. Tufan Kutlu ya gittik. 55 dk süren muayenemiz sırasında aklımıza takılan herşeyi bol bol konuşma fırsatımız oldu.Hafif seviyede besin alerjisinden  şüphelendi Tufan Bey. Süt ve ürünlerini tüketmememe rağmen hiç bir azalma olmadı ama dana eti de yememek gerekiyormuş hiç aklıma gelmezdi. 14 mayısta kontrole gideceğiz, o zamana kadar herşeyi serbest bıraktı Dr.


Dışkıda kan, huzursuzluk ciltte döküntü, ishal gibi bulgular olur ve artış gösterirse kesin besin alerjisi deyip seni peyderpey diyete sokacağım dedi. O güne kadar herşeyi yiyebilirsin dedi.Eğer bir değişiklik olmaz sadece sümüksü kaka devam ederse bu önemsiz bir durum deyip göndereceğim sizi dedi.
Peynir yoğurt vb yemeye başladım ama korka korka, minnoşun keyfi ise oldukça yerinde, maşallah diyeyim. Bakalım o güne kadar neler olacak  işallah artmaz ve bu seviyede kalırız.


Sabah uykusunun ardından minnoşun en keyifli saatleri başlıyor, onunla türlü türlü oyunlar oynamaya çalışıyorum, en çok da muhteşem ! sesimle şarkılar söylüyorum :) Gözgöze bakışıyoruz gülüşüyoruz en güzeli bu, artık sesler çıkartıyor bana karşılık veriyor  mest oluyorum. 
Bugün kendisini faaliyet halısı ile tanıştırdım. Daha önce anakucağının üstüne taktığımız objelerle epey ilgilenmişti ama buna bayıldı.Yaklaşık 15 dk büyük ilgiyle ağzı açık izledi kendi kendine oyalandı, bende uzaktan seyrettim.


Geçenlerde kuklalı eldiven aldım ona. O da çok ilgisini çekiyor epey oyalanıyoruz, alibabanın çifliği şarkısı eşliğinden oynatıyorum. Coşkulu seslere gülerek karşılık veriyor.  Şimdilik ilk oyunlarımız ve oyuncaklarımız bunlar. Bir de çıngırağımız var fok şeklinde ismini Badem koydum  onu da çok sevdi. 
Onun gelişimi için ne tip oyunlar oynamalıyım  sürekli bir araştırma halindeyim. Birlikte çok güzel vakit geçiriyoruz tontişimle. Aynı oyunları eşime de gösteriyorum o da yapmaya çalışıyor ama kalın sesiyle bir başlıyor Defne ağlıyor :)  O da en güzel yaptığı şey olan omuzda gezdirme eylemine başlıyor bizim minnoş iyice kucakçı oluyor ...

                                       
                                         
                                           işte Badem çıngırak

Kuklalarımız 


Wednesday, May 4, 2011

Boş Levha

Felsefede Tabula rasa  denen bir görüş vardır. Son günlerde Defne yi ne zaman kucağıma alsam aklıma düşüyor. 
Bebeklerimiz boş bir levha şu anda. Bu beyaz sayfayı önce bizler dolduracağız adım adım. Ona göstereceğimiz her şey her bir kelime, bir bakış, bir gülüş,  hissettireceğimiz her duygu bu levhayı ilmek ilmek işleyecek. 


Sonra çevre sonra arkadaşlar ile tablo tamamlanmaya devam edecek. Yıllar sonra geri dönüp baktığımıza ortaya çıkan resim ise bize neyi ne kadar doğru yaptığımız gösterecek. 


Umarım bebeğimin resmini aydınlık mutluluk ve neşe dolu bir tablo olarak çizebiliriz.