Monday, November 28, 2011

10 a 3 kala

Balım güzel gözlüm inci tanem Defdefim 10 aylık olmana birkaç gün kala içimden geçenleri yazayım dedim... Burası senin için açılmadı mı o zaman en çok sana dair detayları içermeli dimi aşkım.. okuyunca ama hani şundan hiç bahsetmemişsin demeni istemem.



Pek bir huysuzsun son günlerde, herşeye ağlıyor sinirleniyorsun.. Karakterin mi gelişiyor yoksa babana özlemden mi bilemiyorum... Arıyorsun babanı her halinden belli, her sabah beraber uyanıyor yatakta oyunlar oynuyordunuz, ben koynundan süzülüp çıkıp gidince sen tek başına açıyorsun gözünü..


Emeklemeye çalışıyor ama beceremiyorsun hep ağlıyorsun, mücadele et aşkım ağlama diyorum daha çok kızıyorsun bana... Asıl amacın ayağa kalkmak belli, tutunup kendini çekiyorsun ama toto ağır geliyor galiba kalkamıyorsun:) o kadar komik ki bu hallerin seyretmeye doyamıyorum...



Artık herşeyi yiyorsun ancak damak tadın oldukça değişken, bir gün çok severek yediğini ertesi gün tükürünce aklım karışıyor menü hazırlayamıyorum sana. Bir de kaşığı yaklaştırınca püskürtme huyu çıkarttın ki üst baş yer gök yemek oluyor:) Hala tam olarak hah bunu çok seviyor dediğim bir yemek yok ...



Vardo teyzenle iyi anlaşıyorsunuz görüyorum, bize atmadığın kahkahaları ona atıyorsun, ofisten izliyorum seni sık sık, kameraya arada bir bakıyorsun sanki izlediğimi biliyormuş gibi. İçim eriyor o zaman uçup gelmek istiyorum, koklamak öpmek öpmek ...

Ha bu arada iyice dillendin, gel gel  gibi bişeyler diyorsun bir de sanırım ba-ba, bana gittiğinden beri gel babası gel gel şarkısını söylememiz işe yaradı galiba :) Kızgınlığını sevincini çığlıklarınla çok güzel anlatıyorsun aslında kelimelere ne gerek var ki !

En çok da o küçücük kabinde tek başıma süt sağarken özlüyorum annem seni. Kokun burnuma geliyor telefondaki fotoğraflarını öpüyorum, biri görse deli diyecek...

Günler akıyor Defnem sen çoook hızlı büyüyorsun..Çoook tatlısın ve beni hergün kendine hayran bırakıyorsun..Benim akıllı, tatlı, mis kokulu bebeğim, teşekkür ederim...

Wednesday, November 23, 2011

diş buğdayımız...

Cumartesi günü tatlı bir telaş vardı evimizde yine. Hem  Defne'nin geçen ay sonu geliveren minik dişlerini kutlamak hem de babasına güle güle demek için minik bir parti yapalım dedik.

Aslında yakın çevremizde çok yapılan bir gelenek değil dişbuğdayı ama madem yapıcaz o zaman tam olsun dedim ve epey bir araştırma yaptım. Neler hazırlanır, neler yapılır ikramlar vs. Araştırınca gördüm ki bununda bir sektörü oluşmuş neredeyse, davetiyesi,  kapı süsü,  pastasına kadar neler var neler...

Benim amatörce hazırladığım davetiyemiz;



Aslında aile büyükleri arasında yapılan bir ritüelmiş ama bizim burada pek bir akrabamız olmadığından ve bu parti aynı zamanda Egemen'in gidişi öncesi arkadaşlarla buluşma görüşme amaçlı olduğundan yakın dost çevremizi çağırdık  Yine de annem babamda geldi daha da güzel oldu. 

Cumartesi sabah erkenden mutfağa girdim  ablamında katkılarıyla birbirinden güzel ikramlar hazırladık ama en güzeli de diş buğdayıydı. Buğdayları geceden hazırladım ama içine katılacak alternatifleri olabildiğince geniş tutarak ayrı kaselerde sundum. Böylece isteyen istediği karışımı yapmış oldu. Kupları saten kurdelerle süsledim. Gelenlere vermek üzere diş şeklinde kurabiyelerimizi ve keselerde çukulata kaplı badem şekerlerimizi hazırladım .

O gün Defdefe ne giydirsem düşünürken internette şunu buldum, hemen sipariş verdim,  ertesi gün elimdeydi bile. Altına ne giyse kırmızı bir etek alayım derken canım arkadaşım  Gamze tütü yapalım dedi, kendisi bu sıralar tütü işine merak salmış durumda, o gün getirdiğinde inanamadım tahminimden çok daha güzel olmuştu.

Diş buğdayının içine altın ya da para konup  kime çıkarsa o bebeğe hediye alır adetini ise yapmadım zaten tüm arkadaşlar bir çok hediyelerle gelmişlerdi, buradan tekrar teşekkür ediyorum hepsine.

Meslek oyununda ise Defdef hepimizi şaşırttı. Önüne mouse, cep telefonu, tarak, makas, kitap, steteskop bir de krem koymuştuk. Durdu durdu  kremi aldı. Ya güzellik uzmanı ya da eczacı olacak yorumlarıyla alkışlandı minik hanım..
Başının üzerinden  32 adet haşlanmış buğdayı döküp sonra da kuşlara vermek üzere topladık- o kısım biraz zor oldu :)

Herşey çok güzeldi, tatlı kızım hiç  nazlanmadı gülücükler saçıp durdu bütün gün, tütüye alışamadı bir türlü çekiştirip durdu tülleri yemeye çalıştı, Egemen içinde yeni iş  öncesi güzel bir anı oldu diye düşünüyorum.

Annem amma abartıyorsunuz dedi ,ne yapayım haklı  belki de ama görmemişin çocuğu olmuş tanımlaması bizim için doğru sanırım, evet doğru görmedik ki daha önce, bu yaştan sonra olunca böyle oluyor demek ki.. Oh sefamız olsun ne diyim :)

Canım Defnem  inci gibi dişlerinle gülücüklerin hiç solmasın bebeğim. 
İyi ki varsın







ailemizin pastacısı Masal Pasta harikaydı yine...





 

Monday, November 21, 2011

uzak...

Gün aydınlanırken ayakta olmayı severim.. Gecenin sessizliği yavaş yavaş çözülürken ilk ışıkların süzülmesi her zaman garip hissettirir kendimi... 


Anne olduğumdan beri  gün doğumlarını daha çok görüyorum, gece hep ayakta olduğumdan son zamanlar da da hep o saatte süt  sağdığımdan.. 


Bu  sabah ise eşimi havaalanına bırakmış İstanbul un o en boş olduğu saatlerde araba kullanırken doğurdum güneşi üzerime...Bir yandan  herşeyin güzel olması için dua edip bir yandan da ilk kez bu kadar  uzun bir süre ayrı kalacağımız için hüzünlenirken...Söz verdiğim gibi ağlamadım ama eve gelipte  pijamalarını görünce iyice  kötü oldum. 11 yıldır beraberiz, ilk kez bu kadar süre ayrıyız..


3 ay yok mişkom, arada gelecek ama sadece haftasonu kalacak,
Herşeyden ama  en önemlisi de Defne den tek başına sorumlu olmak korkutuyor beni, umarım çabuk ve kolay geçer...


Güle güle git ,  çabucak ve güle güle gel babacık. SCS







Thursday, November 17, 2011

Leileo da sütlü tariflerle karşınızdayım :)

Emziren anneler grubundan daha önce bahsetmiştim sanırım.
Öyle çok şey öğreniyorum ki , çok fazla şey paylaşamasam da sıkı takipteyim.

İşte bu grup sayesinde tanıdığım ve  yaptıklarına hayran kaldığım Sevgili Zeynep harika bir iş yapıyor. Gönüllü emzirme rehberi kendisi aynı zamanda  hamile ve emziren annelere için çok güzel ürünler satıyor ve blogunda da annelerden sütlü tarifler yayınlıyor.

Bu güzel çalışmaya benim de katılma şansım oldu, katkım oldu ise ne mutlu bana.

Teşekkürler Zeynep, Sevgiler


http://leileo.wordpress.com/2011/11/03/annelerden-sutlu-tarifler-79/

Tuesday, November 15, 2011

9.ay kontrolü

15 gün gecikmeli olsa da 9.ay yazısını yazabildiğim için evrene bana bu fırsatı tanıdığı için teşekkür ediyorum :)  O kadar karmaşık o kadar yoğun bir dönem ki iş te ayrı evde ayrı koşturmaca, nasıl geçiyor zaman anlayamıyorum. Oysa ki hep aklımda blogum


Arefe günü gittik dr kontrolümüze, Defnecik geçen aydan bu yana tam 510 gr almış 8880 gr olmuş,  bu aylar için oldukça iyi dedi Altan Bey, boyu 2 cm birden uzamış 73 olmuş, 2 diş birden çıkarmasına rağmen minnoşumu tebrik ediyorum. Ben kilo almayı bırak vermiş bile olabilir diyordum .


Artık balıklara geçebilirsiniz dedi Dr, deniz levreği, çuprası, bu dönem lüfer hamsi verebilirsiniz somon çiftlik olmadığından eminseniz verin yoksa vermeyin dedi. Piyasadaki somonların % 90 ı çiftlik üretimiymiş hiç bilmiyordum bu konuyu araştıracağım. Bizimki balığa bayıldı versem yarım lüferi yiyecekti korktum dokunur diye az verdim...Armut dibine düşer tam da bizim gibi deniz sevdalısı balık düşkünü olursun işallah Defnecim.


Bayramın birinci günü ise yeni bakıcımız geldi, alışma evresi çin bu tatili fırsat bildiğimizden hiç biryere gitmedik, bir kaç yakın akraba ziyareti dışında. Şimdilik iyi gibi, zamanla anlayacağız, alışacağız. Vardo nun Türkçesi oldukça az, anlıyor çoğunu ama konuşamadığından birşey söylemek istediğinde anlaşamıyoruz, allahtan Ege nin  az da olsa rusçası var da epey rahatlattı bizi, aslı o gidince ben ne yapacağım bilmem, bu gidişle ya ben Gürcüce öğreneceğim ya da o Türkçeyi bir an önce sökecek :) 
Bu bakıcı konusunu, bugüne dek yaşadıklarımı gözlemlerimi ayrı bir başlıkta uzun uzun yazacağım..


Bayramın son günü ise Defne akşam aniden ateşlendi. Keyfi gayet yerindeydi gündüz, gece uykusunda kontrol etmeye gitmiştim ki baktım yanıyor. 39,3 !!! nasıl panikledik anlatamam. Hemen soyduk ılık banyo peşinden Calpol ile 38 e düştü, ilacın etkisi geçipte 39 u tekrar görünce acilde aldık soluğu.. Yanakları kıpkırmızı kucağımda pestil gibi yatıyordu meleğim hemen soyup fitil yaptılar, hayatının ilk fitili yapılırken gıkı bile çıkmadı kuzunun.. bizim halimizi anlatmıyorum tabi, çok ağladım kendimi çok suçladım o dereceye gelinceye kadar niye farkedemedim diye. Viral enfeksiyon kapmış minnoş, bayramda çok mu gezdiniz dedi dr, bari gezseydik...
Bugün altıncı gün, ilk 3 gün sürekli ateşi yükseldi, düzenli olarak paranox ve ibufen verdik 4.gün ise öksürük burun akıntısı başladı..Artık ateşi yok ama öksürük çok rahatsız ediyor onu, şurubunu da hiç sevmedi, iştahsız ve oldukça mızmız.. 


Bütün bunlarla uğraşırken 9 günlük tatilde  Ege nin tüm işlemleri tamamlandı ve  gidiş tatihi kesinleşti, 21 kasımda başlıyor.


Korkuyorum aslında tam da bu hastalık halleri ortaya çıkınca daha da bir çarptı suratıma  yalnız olacağım gerçeği. Sorumluluğu tek başına üstlenmekten hata yapmaktan korkuyorum, bakıcıya alışamadık henüz,düzeni oturtamadık, yakınımızda bize destek olacak kimsemizde yok, bir yandan da hayırlı olacak diyorum telkin ediyorum kendimi ama geceleri hiç uyku tutmuyor son günlerde....


Bizim cephede durumlar böyle, en kısa zamanda yine yazmak üzere...

Sunday, November 6, 2011

Yeni başlangıçlar ve bayram

Eskisi bayramlar gibi  yaşanmasa da bugün bayram. Defnemiz le ilk değil ama ikinci bayramımız. 
Her bayramda ya annemlere gider ya da tatile kaçardık Defne den önce. İkidir evimizde çekirdek aile şeklinde geçiyor bayramlar.Bu bayramda hayatımızdaki son gelişmelerden ötürü gidemedik hiçbiryere.


Bakıcımızı değiştirdik. Zor süreçler bunlar. Biliyorum hepte zor olacak. Yaklaşık 4 aydır birlikteydik Müşerref Hanımla. Hep olumlu hep ılımlı olmaya çalıştık, ailemizin bir bireyi gibi sahiplendik hiç birşeyden ayırmadık, derdine ortak olduk ama hep suistimal edildik. Bazı şeyleri görmezden geliyordum, aman Defdef e iyi baksın olsun varsın diyordum ama göz göre göre kullanıldığını hissetmek hakikaten zor. Yine de devam ederdim ortalamada Defdef e iyi bakıyordu ve bu bizim için en önemli kriterdi ama bizim mutlaka bir yatılı bakıcı ile devam etmemiz gerekiyordu. Çünkü eşim iş nedeniyle bir süre bizimle olmayacak :(


Hem yeni bir fırsat, geleceğimiz için daha iyi olacak diyorum ama bir yandan da korkuyorum. Yaklaşık 4 ay boyunca kızımla başbaşayız. Bir sürü soru işareti var kafamda ? Bunları ayrı bir yazıda uzun uzun anlatmayı istiyorum Defne için..


Bu yüzden son iki haftamız çok yoğun ve sıkıntılı geçti. Bir yandan ajans, tanıdıklar  vasıtasıyla bir çok görüşme yaptım, bir yandan mevcut bakıcımızla nasıl söyleyeceğiz nasıl yapacağız derken o malum ayrılık konuşmasını yaptım. Bu bile iki gece uykuma maloldu, nasıl söyliycem ay çok üzülecek diye kurdum kurdum. 4 gün önce işten gelince konuştuk. Çok üzüldü biraz saçmaladı beni de üzdü,  1 hafta daha devam etmesini istedim tam maaşını vermeme rağmen o hemen gitmek istedi. Defdefe babamız baktı :)


Bugün itibariyle yeni bakıcımızı aldık. Hepimiz için hayırlı olsun diyorum. Vardo ile bize güzel günler diliyorum. 


Hepimize iyi bayramlar. Bayram şekerimle öperiz sizleri...


çok mutluyum annemle 9 gün başbaşayız yaşasın bayram !

Thursday, November 3, 2011

Kokuşmuşuz gerçekten

İki gündür boğazımda bir yumruk haber bültenlerini atlıyor gazetede o haberi gördükçe sayfayı çeviriyorum, ruhum kaldırmıyor   gerçekliğini düşündükçe o kadar büyük bir sancı giriyor ki karnıma
Bu nasıl bir insafsızlıktır nasıl bir vicdansızlıktır. Hayvan diyemem hangi hayvan başka bir canlıya böyle bir şey yapar. Bu kararı veren mahkeme üyeleri de,  kararı onaylayan Yargıtay üyeleri de  en az o tecavüzcüler kadar insafsızlar gözümde...
Düşündükçe çıldıracağım 13 yaşındaki bir çocuğun kendi rızası ne demek !! Hiç mi kendi çocukları yok.. şiddeti nasıl bu kadar içselleştirip normalleştiriyorlar !!
Din namus  edebiyatıyla yanıp tutuşanlara sesleniyorum, nerede nerede o vicdanlarınız ha ?
Yaşadığımız topluma bakın.. iyice midem bulanıyor artık kaldıramıyorum
Her türlü şiddet hızla normalleştiriliyor , kabul edemiyorum bunu !   Bu zihniyetteki insanlarla aynı ülkede yaşıyor olmaktan utanç duyuyorum .. Utancımdan söyleyecek daha fazla söz bulamıyorum ...
Çok üzgünüm...