Monday, June 27, 2011

5 e 5 kala

Çok ihmal ettim seni canım blogum biliyorum ama son on günümü anlatsam sen yorgun düşersin ...
Babalar gününden beri iki çocukluyum. Okulların kapanmasının ardından küçük yeğenim (7 yaş)  bize tatile geldi. Çok akıllı ve mantıklı bir çocuk beni hiç üzmedi yormadı ama   Defnecik artık çok daha aktif olduğundan  tempo yordu beni.  İki çocuklu annelere şapka çıkartıyorum...


Bir yandan da bakıcı görüşmeleri gelen giden  her kafadan bir ses çıkıyor...Bir yandan tatil hazırlıkları İlk kez bebekle yola çıkacak olmak evden uzak kalacak olmak gerdi beni galiba, bir de en çok eşimin bitmek tükenmek bilmeyen müdahaleleri eleştirileri, bu konuya hiç girmeyeyim saatlerce sürer..anneliğimi sürekli eleştirmesini kaldıramıyorum sanırım artık sanki 10 çocuk büyütmüş gibi herşeye karşı bir fikri var ! Bakıcı kriterlerimizdede hiç uzlaşamadık kimseyi beğenmiyor her geleni gönderdi 


Neyse sonuç olarak herşey hazır yarın sabah yola çıkıyoruz, yaklaşık iki hafta annekuşumun yanındayız kızımla, eşim bizi bırakıp dönecek. Bakıcı durumunu netleştiremedik gelen herkeste bir kusur var ne yapacağız bilmiyorum.Tatili daha fazla ertelemek istemedim çok yoruldum çünkü dönüşte devam edeceğiz. 


Kafam karışık hiçbirşeye konsantre olamıyorum,  uykusuzluk iyice bitirdi beni depresif oldum  çok  berbat hissediyorum kendimi  niye böyle.. bir yandan işe dönecek olmanın stresi sardı zaten  geldiler yine....umarım annemlerde giderler...

Friday, June 17, 2011

Bakıcı arama maceraları part I

Part I dedim çünkü epey uzun süreceğe benzeyen bir macera gibi geliyor bana bu süreç. Umarım sonunda içimize sinen bir bakıcı ablamız olacak.


Aslında son bir aydır  ufak ufak bakınıyor bir yandan da bu sürece ne kadar geç girersem o kadar iyi olur diyordum kendime. Bakıcı görüşmeleri demek benim işe dönme vaktimin yaklaşması minnoşumdan ayrı kalacağım gerçeğini kabul etmem demek. Zaten olmayan gece uykularımın kaçması için  en baba sebep işte.


Önce sabah çok erken saatte çıktığımızdan gündüzlü bakıcının bize uymayacağı gerçeğini kabul etmekle işe başladım.Sonra bunu inatçı eşime kabul ettirmekle uğraştım epey. Kime sorsam 6:30 da gelebilecek bakıcı bulamazsın unut diyordu. Yatılı bakıcı arıyoruz şimdi. Aslında ilk tercihimiz Türk olmasından yana ama yatılı bulmak çok zormuş biz de herkes gibi yabancı yatılı arayışına girdik . Yabancı bakıcısı olan bir kaç tanıdığa haber verdim, görüşmelere başlıyoruz .


İlk önce bu bakıcı görüşmesi çok değişik bir şeymiş. Kendimce önem sırasına göre bir soru listesi hazırladım .O kadar çok parametre var ki nasıl olacak bilemiyorum. 
Salı günü ilk görüşmemizi yaptık Türkmen bir bayan. Bizim sitede yakın arkadaşı çalışıyor onun referansıyla geldi  ama 2 aydır Türkiyede ve türkçesi çok iyi değil kötüde değil , daha önce çocuk bakmamış ama 3 kızı olan bir anne.
Tecrübesi olan arkadaşlarıma soruyorum fikirlerini alıyorum ama gittikçe parametreler artıyor.


Asıl şoku ise dün yaşadık. Geçen hafta bir Gürcü bayan aradı ,arkadaşından almış telefonumu, türkçesi o kadar az ki 15 dk da zar zor anladık birbirimizi 42 yaşında 4 çocuğu varmış,  yüzyüze görüşelim telefonda birşey diyemem dedim. Hata 1


Daha sonra aradı Antalya da olduğunu 16 sında istanbula geleceğini söyledi ya da ben öyle anladım !  tamam gelince görüşelim dedim kapadım. ( nasıl böyle birşey söylerim o türkçeyle görüşsek ne olacak) Hata 2


Bu telefonlaşmalardan sonra ses çıkmadı bir daha ve bende unuttum. Çarşamba gece yarısı bir telefon ben geliyorum otobüsteyim beni nereden alırsınız. Sabahın köründe gitti eşim ataşehirden aldı, tabi şok olduk almış valizini gelmiş işe başlamaya. Hala inanamıyorum!  Kriterleri karşılıyor mu karşılamıyor mu herşey bir yana insan hiç görmediği birini işe başlatır mı buna inanarak kalkıp antalyadan gelir mi !!!!!  arkadaşımın gürcü bakıcısının tercümanlığında durumu anlattık kadın bir bozuldu ben de kendimi çok kötü hissettim ağlayacaktım neredeyse, dönüş biletini alıp gönderdik... daha başımıza neler gelecek bakalım  kendime çok kızgınım. 


bu süreçte bizi daha neler bekliyor çok merak ediyorum. Bir yandan da sayılı gün çabuk geçiyor işe dönmeme az kaldı nasıl ayrılacağım bebeğimden düşünmek istemiyorum. Dün gece ağlamaktan gözkapaklarım şişti nasıl bırakacağım elin yabancısına.

Friday, June 10, 2011

Sütümü nasıl arttırdım...

Bundan 3 hafta kadar önce  bol şikayet ve ağlama dolu bir post yazmıştım sütüme ne oldu diye. Etrafımdaki tüm dostlar, blog arkadaşlarım sağolsunlar bir çok tavsiye aldım. Hayatımın en önemli problemiydi, arayan gördüğüm herkese bunu anlatıp ne yapacağımı soruyordum. Defnecik sütsüz kalacak mamaya başlamak zorunda kalacağız diye çok korktum ammaaaa sütümü arttırmayı başardım. 
Gerçekten yapabildim bunu ve çok mutluyum. 


Belki faydası olur diye kendimce yaptıklarımı yazacak olursam ;


Önce annemin azarını işittim.Bu beni bir nebze olsun kendime getirdi. Kadın haklı.
''Üç tane çocuk büyüttüm ne pompa vardı ne bu çaylar ne göğüs pedleri bir kere olsun aklıma gelmedi sütüm yetiyor mu azaldı mı diye acıktınız emdiniz hepiniz, maşallah çok güzel  büyüdünüz, ben böyle şey görmedim yedin bitirdin kendini yeter''  diye kendime getirdi beni.Kendimi inandırdım sütün bitmeyeceğine, geceleri sürekli telkin yaptım, uykum kaçınca kalkıp dolaşmak yerine meleğimin fotoğraflarına bakıp telkin yaptım saatlerce.Psikoloji çok önemli gerçekten.


Sonra çok ama çok su içiyorum. Günde zaten  3 litre su içen ben şimdi kaça çıkardım ölçmedim ama herhalde 5 lt falan oluyor gün içinde, sürahi hep yanımda.


Suyun yanı sıra milkway in milkplus içeceğini içyiorum hergün. Çok çok kötü kokuyor ama burnumu tıkayınca idare ediyor :) Bundan gına gelince arada alkolsüz bira da içtim.


Bulgur pilavı yedim bol bol bir de tahin-pekmez.Bunların dışında da ne bulduysam yedim bol bol yağlı kalorili şeyler belki kendimi kandırdım bilmiyorum ama sütümün kaliteside arttı diye düşünüyorum.


Ama en önemlisi son 10 gündür gece gündüz bıkmadan usanmadan 2 saatte bir göğüslerimi sağıyorum. Bence en çok işe yarayan faktör bu oldu. Bazen süt hiç çıkmasa da,  göğüs uçlarım çok acısa da gün gün arttı miktar. 


Sonuç olarak dün ve bugün  stoktan hiiiç takviye yapmadan tam günü kendi sütümle meleğimi besleyerek tamamlayabildim.İyi ki sütüm çokken geceleri sağıp stoklamışım yoksa ne yapardık.


Herşey iyi hoş ama negatif etkilerden de bahsetmem gerekirse  ilki bu süreçte tam 3 kilo daha almışım ! Yakında doğum kiloma gelirsem şaşırmam ama süt olayını oturtana kadar bu düzeni sürdüreceğim kilolar eninde sonunda gider güzellik yarışmasına katılacak değilim ya :) 


Ancak asıl canımı sıkan konu, 3 hafta boyunca Defne süt yetmedikçe bol bol biberonla takviye aldığı için şu an kesinlikle mememi almıyor. Memeyi görür görmez çok aç olmasına rağmen kendini kasıp ağlıyor biberonu görünce gözlerinin içi parlıyor :) Gece seanslarında emiyor uyku sersemi, yani günde 2 kez memeden geri kalan öğünlerde sürekli biberondan alıyor.  İlk zamanlar sürekli sağayım diye önemsemedim hep biberon verdim ama son 2-3 gündür memeye döndürmeye çalışıyorum,  ağlatmakta  istemiyorum nasıl olacak hiç bilemiyorum.
Bu konuda tavsiyeye ihtiyacım var çok . Yorumlarınızı bekliyorum. 


                              
                              Annemin tacını takarım kaşlarımı da çatarım isimli çalışmamız :)







Monday, June 6, 2011

Tatlı telaş, güzel anı

Cumartesi günü minik mucizeme mevlüt yaptık. 


Acaip bir koşturma içerisindeydim ancak yazmaya fırsat bulabildim. Aslında kırkında yapılırmış ama Defne çok küçük ve ziyaretçi yasağımız olduğundan ertelemiştik ancak fırsat bulabildik annemlerde gelince hadi bakalım dedik ve kolları sıvadık.
Eskiden olsa  ne gereksiz derdim bu tür şeyler için ama anne olunca bakış açım değişti. Sürekli bir şükretme ve dua hali içindeyim bebeğim sürekli kutsansın, kutlansın istiyorum. 


Hazırlıklarmıza gelince; 
Minik prensesim için zarif bir elbise aldım, piyasada mevlüt takımı diye satılan acaip abartılı ürünler var sade birşey bulana dek canım çıktı.


Şeker yaptırdık, hem mevlüt  şekeri gibi olsun istedim adı üstünde mevlüt kurabiye versek olmazdı hem de bebeğe özel bir şekilde olsun istedim, aradığım malzemelerin hepsini Eminönünde buldum,   tasarımı kendim yaptım .


Hoca bulduk  bu en zor kısmıydı ,kimseyi bilmem, etrafımda tanıyan bilende yok neyse ki karşı komşumun sayesinde gencecik bir bayan geldi evimize. 


Menümüzü yaptık,  bir gün önceden eti pişirdik, o sabah ablam erkenden gelerek pilavları yaptı, ayranlar hazır  zaten,  baklavamız ise ablamın çok sevdiğim kayınvalidesi Zekiye Teyzem tarafından özenle elde hazırlandı. 
Tüm aile büyüklerimiz,  bir çok arkadaşımın katılımıyla herşey çok güzel oldu. Bayanlar olarak eve sığamadık , hiç bu kadar kalabalık olmamıştı evimiz. Gelen beyler ise eşim tarafından sosyal tesiste ağırlanıp sonra yemeğe alındılar.


Bu curcunada Defne'm hiç arıza çıkartmadı, dua okunurken şaşkın şaşkın etrafı seyretti kucağımda,  sonra hoşuna gitmiş olacak ki  uyuyakaldı, anakucağına yatırdım o kadar gürültüye yemek servisine rağmen fosur fosur uyudu :) 


Tanrı dualarımızı kabul etsin, tüm bebekleri korusun


İşte bu güzel günümüzden bir kaç fotoğraf,

                                              Günün başında ve sonunda Defnecikten iki kare
                                         
                          Baklavamız böyle süslü geldi :) çoook lezzetliydi
                                              
                                   işte mevlüt şekerlerimiz