Friday, December 30, 2011

11.ay

Bebeğim bugün tam 11 aylık oldun. İlk yaşına sadece 1 ay kaldı...



Daha dün gibi içimde gün gün büyümekte idin. Her kontrolü heyecanla çeker kaç cm olduğunu gün gün takip ederdik. Zaman ne hızlı akıp gidiyor. Bir yıl daha biterken herşey seninle çok daha anlamlı çok mutlu ve aydınlık. Varlığınla öyle bir aydınlattın ki hayatımızı iyi ki varsın bebeğim.


Bu ay gelişimin oldukça hızlandı, henüz dr kontrolüne gitmedik kilonu boyunu kaç oldun bilmiyorum ama emeklemeye- sürünmeye başladın. Artık özgürlüğüne kısmen kavuştun, sürekli keşif yapıp evin bilimum köşelerini karıştırıyorsun. Tutunup kalkıyor ayakta durmaya bayılıyorsun, adım atma konusunda biraz tereddütlüsün ama seni tutalım saatlerce zevkle dikilebilrisin gibi. Elinden birşeyi almaya görelim çığlığı basıyor tepkilerini çok açık gösteriyorsun. Karakterin oluşuyor :)


Tam anlamıyla taklitçi bir maymun oldun, anneannen nasıl öksürüyor diyoruz numaradan öyle komik öksürüyorsun ki, el sallıyorsun bizim kahkahalarımızı taklit ediyorsun, bariz bir şekilde gel ve mama diyorsun. Özellike acıkınca mama diye ağlıyorsun. Rüyamda görsem inanmazdım !


Bütün bunarı başka bir yakınımdan dinlerke bana çok sıradan gelen şeylerdi ama şimdi seninle nasıl heyecanlanıyorum sanki aya gitmişsin gibi her sabah heyecanla teyzene anlatıyorum bilsen... Tam görmemişin çocuğu olmuş ama öyle ne yapayım:)


Bugün 18 aralıkta gittiğimiz stüdyo çekiminin fotoğrafları geldi, hepsi birbirinden güzel .Sabahtan beri bakmaya kıyamıyorum..Birkaçını yükleyeyim, maşallah deyin 41 keree






İşte yeni yıl bebesi Defne...
çok eğlendik çekimlerde

anneannem çok güldürdü beni


arada somurttum çünkü sıkıldım


gülüşün hiç solmasın güleç bebeğim


Wednesday, December 28, 2011

Son hafta... son gelişmeler ve yeni yıl

Yılın son haftasındayız, daha iyiyiz :)



Cuma gecesi Egecim geldi. Christmas nedeniyle 1 hafta bizimle.


Defnenin babasını görünce tepkisi şahaneydi. Kameraya çekmeliydik ama yine kaçırdık. Ege içeri girer girmez sustu, baktı baktı hiç tepki vermedi ilkin, babası yaklaşıpta kucağına alınca bir neşe bir çığlık bir alkış...


Kuzum benim nasıl özlemiş ,babasının kızı ..İşin en enteresan kısmı da Defnecik son 15 gündür gece uykularında inanılmaz çok kalkıyor ağlıyor mızıldanıyor beni mahfediyordu,babasının gelmesiyle bebeğim melekler gibi uyur oldu.Gerçi geçen hafta üst iki dişini birden patlattı hem de nasıl kocamanlar anlatamam. Yanlardaki minikler geliyor şimdide.


İlk akşam sadece 1 kez uyandı süt içti devam etti, gece boyunca kalkıp kalkıp herşey yolunda mı diye baktım nefesini kontrol ettim, inanamadım.. sonraki günlerde oyle, maşallah diyeyim nazarım değecek. Babasını istiyormuş benim meleğim.


Cumartesi öğlen yeni bakıcımızı almak üzere Ataşehire giderken son derece gergindim. Ege de son günleri, yaşadıklarımı dinleyince epey üzüldü halime.. Neyse anlaştığımız bakıcı Vardo nun kuzeniydi. Gittiğimizde bir de baktık ki Vardo gelmiş , eğer kabul ederseniz ben sizinle devam etmek istiyorum dedi. Kuzeni yeni iş bakabilirmiş, aralarında anlaşmışlar. Biz yine de ikisinide aldık eve geldik oturup detaylı konuşalım diye.


Defne Vardoyu görünce nasıl sevindi kucağından inmek bilmedi. Böyle olunca bizde bir daha aynı şeyleri yaşamamaya söz alıp Vardo ile yeniden başladık. Sonuçta kendisinden son derece memnundum , ablası hastalanıp Gürcistana gidip gelemeyeceğim diye haber yolladığında çok üzülmüştüm. Umarım hepimiz için hayırlı olur. Uzun süre birlikte oluruz....


Yılın son haftasına daha iyi daha moralli girdik.






Umarım 2012 de hepimiz için sağlık ve mutluluk dolu 2011 den daha sıcak ve güzel bir yıl olur. Nedense çok sevmedim 2011 i ben. Defneme kavuşmak dışında – ki en güzeli buydu- bize, ailemize çok da iyi gelmedi.


2012 den pek umutluyum... Huzurlu barış dolu bir yıl olsun..

Friday, December 23, 2011

bir ileri iki geri

1 hafta aradan sonra merhaba.

Çok hızlı, çok değişken çok yorucu bir haftayı daha geride bırakırken bazen diyorum anne olmak bu işte. Herşeye yetişmeye çalışmak ne olursa olsun bebeğin için en iyisini istemek, olmayan enejiyi yaratıp herşeye yetişmek yetişmek yetişmek...

Bu bakıcı arayışı o kadar yordu ki beni,doğumgünümü annem ve kızımla başbaşa yediğimiz güzel bir yemekle kutladıktan sonra daha fazla düşünmek, vakit kaybetmemek ve de annemi yormamak adına görüştüğüm adayların içinde en iyisi gibi görüneni almaya karar verdim. Bu adayın verdiği referans yalanı çıkmıştı ama ben herkes ikinci bir şansı hakeder mottosundan yola çıkarak kendisini ilk konuş tuğumuz şartlar üzerinden işe aldım.Yani aslında denize düşüp yılana sarıldım!

Cumartesi günü yeni adayı eve getirip annemle başbaşa bırakıp Defdefle birlikte emziren annelerden Pelin in davetine gittim. 3 anne 3 bebek buluştuk . Bebişler emekleyip birbirlerini keşfederlerken biz de koyu bir sohbete daldık. Galiba en çok ben konuştum o kadar dertliyim ki bu bakıcı sürecini anlatmam yetmiştir kızlara:)


Pazar günü ise günler öncesinden ayarladığım Defnemin fotoğraf çekimi vardı. Seçim yaparken adrese hiç dikkat etmemişim, anlaştığım stüdyo Taksimde, İstiklalin ara sokaklarından birinde 6 katlı eski bir Beyoğlu apartmanında imiş ! Arabayı en yakın otoparka bırakıp yanımızda kıyafet oyuncak vs çantaları, bir de Defnem apartmana ulaşmamız epey zahmetli oldu ama asıl süprizi asansör olmadığını görünce yaşadık. 6. Kata ulaştığımızda annem de bende yığılmak üzereydik  sinir falan kalmadı bende , gülme krizine girdim annem söylenip duruyor halimiz içler acısıydı ...Neyseki Defnecim tam bir fotomodel edasında birbirinden güzel pozlar vererek Şebnem ablasını fethetti... Gördüğünüz gibi tüm bu karmaşa içinde hiç birşeydende geri kalmıyorum !

Cumartesi Pazar bu koşturmaları yaşarken bir yandan da yeni bakıcımıza Defnenin ve evin düzenini öğretmeye çalışarak geçti. Pazartesi annemi gözetmen olarak atayarak işe geldim.. Daha ilk günden performansı belli olmaya başladı Özbek bayanın... Biz söylemeden hiç birşey yapmıyor, Defnenin altını değiştirmemiz lazım diyorum oyle bakıyor. Dur bakalım dedik biraz zaman geçsin.

Sabahları uyanmıyor bir türlü, oysa daha ilk gün 6 da kalkması gerektiğin söylemiştim. Ben 5,45 te kalkabiliyorsam ki tüm gece bebeğe bakmama 1650 kere yatıp kalkmama rağmen Defnenin uyanmasıyla birlikte onunda uyanmasını istemem son derece normal değil mi...

Bir gün iki gün yok uyanmıyor, artık evden çıkmama dakikalar kala ben çalıyorum kapısını oyle kalkıyor. Gün içerisinde annem herşeyi yapıyor o Defne kucağında öyyyyle camdan bakıyor kameradan izliyorum ..Bu böyle olmayacak dedim ve haber beklediğim bir başka adayla görüşmeye gittim. Teoride anlaştık Cumartesiyi bekleyip Saadetle konuşmayı planlarken Çarşamba akşamı istifa etti!! Süper dimi. Bahanesi de hazır. Telefon gelmiş annesi rahatsızmış Özbekistana gidiyormuş.. Hep aynı yalan

Hiç durma hemen topla eşyalarını dedim ! Hakkını verdim gönderdim


O günden beri başım ağrıyor ne yaparsam yapayım geçmeyen ince bir ağrı yerleşti sol tarafıma.. Dün işe gelemedim annem tek başına çok zorlanacaktı, bugün mecburen geldim!


Kaldık yine ortada, diğer adayı hemen çağırdım. Yarın gelecek bakalım...Olan Defneme oluyor birtek buna üzülyorum. Biz bir şekilde idare ediyoruz ama bebeğim sürekli değişen kişilerin elinde. Eve gelip gidenin haddi hesabı yok offf..
Neyse durumdan hoşnut olmasam da biliyorum ki geçici şeyler bunlar ve üstesinden gelemeyeceğimiz şeyler değil. Allah dermansız dert vermesin derler ya, sürekli bunu hatırlatmaya çalışıyorum kendime..


Hepimizin bebeği çok ama çok kıymetli onlar için en iyisini istememiz doğal değil mi..

2011 bitiyor artık, yeni bir yıl yeni başlangıçlar yeni umutlar... Minik meleğimin ilk yılbaşısı için güzel güzel hazırlıklar yapmak istiyorum, bu haftasonu alışveriş yapmaya fırsat bulabilriim umarım , ayrıca bu akşam Egecim geliyor. Tam bir hafta boyunca bizimle Cristmas ı bir kez daha seviyorum


Biliyorum herşey çok güzel olacak....

ps: izleyin bakalım sevecek misiniz

http://sendables.jibjab.com/view/elVveQ64Ph6uVE2nb9s8

Friday, December 16, 2011

Yolun yarısı mı gerçekten...

Bugün benim doğumgünüm. Tam 35 oldum , iyi ki doğdum  Yarıladık mı yolu çoktan geçtik mi bilemiyorum ama bence 2. Kısım daha heyecanlı ve güzel olacak...
Anne olarak geçirdiğim ilk doğumgünü ve bundan sonrakilerde hep böyle olacak, bu bile çok mutlu olmak için yeter bana..

Sıcacık bir yuvam, kapısından girince içimin huzur dolduğu bir evim, kocaman kollarıyla beni saran bir kocam, gün gün büyüyen küçük bir mucizem var. Sağlıklıyım, ailem, sevdiklerim yanımda..Dünyanın en harika ablasına sahibim bir de...
Daha ne olsun dimi...


Hayata teşekkür etme şansım varken kullanayım...Şükürler şükürler şükürler olsun.

işte iki aşkım


PS: bir de gönlüme göre bir bakıcı bulabilirsem tam olacak !!!

Tuesday, December 13, 2011

Korktuğun şey başına gelirmiş

Korkularımız var hepimizin, zaman zaman değişen, bazıları daha öncelikli iken bazıları zamanla gündemden düşen.



İşte anne olduğumdan beri en büyük korkum bakıcı olayı idi. Biliyorduk bakacak bir yakınımızın olmayacağını , bakıcı çalıştıracağımızı ama bazen yaşamadan ne kadar zor olacağını kestiremiyor insan.


Arkadaşlarımdan duydugum hikayelerden sonra kafamda bu korku iyice belirginleşti,  ya iyi birini bulamazsak bende sürekli bakıcı değiştiren sürekli bu endişe ve sıkıntıları yaşayan biri olursam derdim .
Güzel hikayelerde var olmaz mı işallah biz de öyle oluruz der bu en büyük korkularımdan birinin üstünü bir güzel örterdim.


Ama artık örtecek bişey kalmadı. Pazar günü gideli 1 hafta olan bakıcımızın artık geri gelmeyeceğini öğrendik.. Bugün 3. Gün, kaç ajansla konuştum kaç kişiye derdimi anlattım sayısını hatırlamıyorum. Uyuyamıyorum geceleri, Defnem için çok endişeliyim.Sürekli ağlıyorum.


Beni en çok üzen şey ise bu sürecin son olmayacağı demek biz bunu hep yaşayacağız.Yeni biri, yeni düzen , hiç tanımadığın birine bebeğini bırakmanın inanılmaz suçluluk duygusu ve endişesi....Avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum resmen. Yok iyi değilim ben


Eşim geldi haftasonu bu haberle o da çok moralsiz döndü Viyana ya.. Ne yapıcaz deyip duruyoruz birbirimize. Annemi aldık tekrar ama kadıncağız çok yoruluyor, kollarındaki problem onu daha da zorluyor o da hasta olursa ben hangi birine bakacağım.


Dünden beri bir kaç adayla görüştüm ı ıh hiç biri kriterlerimize uymuyor, allahım ne insanlar var ya..Kimi bebek bakacak ama evde kimse olmayacak dimi diye absürd sorular soruyor kimi ev işi yapmam diyor


Bir de an önce bu haberin maili geldi


http://video.haberturk.com/haber/video/aileler-dikkat/56486


ağla ağla şiştim


Allahım lütfen karşımıza dürüst vicdanlı temiz ahlaklı birini çıkart ne olur.

Friday, December 9, 2011

karışık

Aklım çok karışık sevgili bloğum, ruhum karışık, evim karışık herşey çok karışık bugünlerde...



Hissettiğim tek şey yorgunluk, müthiş bir yorgunluk sanki her bir hücrem ağırlaşmış ben onları taşıyamayacakmışım gibi hissediyorum...


10 aydır kendim için hiç birşey yapmadığımı farkettim, nasıl bir koşturmaca yok olamıyorum organize, yetemiyorum hiçbirşeye, aklımda sürekli bir yapılacaklar listesiyle dolaşıp, unutulanları sonradan hatırlamakla geçiyor günlerim. Nasıl bir dalgın, nasıl bir organizasyonsuz oldum böyle


Her gün yeni bir endişe ediniyorum biliyorum biraz akışına bırakmalıyım, belki de ben bu kadar kurduğum için geliyor bütün olumsuzluklar..


Geçen hafta bakıcımızın acilen Gürcistan a gitmesi gerekti..Ablası hastalanmış durumu ciddiymiş.Tam düzeni oturtmuştuk iyi gidiyordu.


En fazla 15 gün içinde geleceğim dedi ama odasına baktım ki saç tokasına varıncaya kadar almış hiçbir eşyasını bırakmamış! Özeliklede belirttim, mutlaka geleceğim merak etme dedi. Ama düştü içime bir kurt gelecek mi gelmeyecek mi .. Annemi getirdim apar topar, kardeşimdeydi, çocukcağız 10 gün önce belfıtığı ameliyatı oldu kaldı yalnız  Anneminde boynunda sinir sıkışması var kolları ciddi ağrıyor kadıncağız çok zorlanıyor. Ben sürekli izin alıyorum erken çıkıyorum vs.


Dün Ege geldi şimdi o bakıyor kızımıza annemi dinlenmeye aldık pazara kadar...


Ya gelmezse Vardo, ya kandırıldıysak, içimdeki ses bir yandan gelecek, insanların iyi niyetine güven diyor, bir yandan da böyle kandırılan öyle çok arkadaşın var ki sen unut o bakıcıyı yenisini aramaya başla diyor.


Bu 2. Sesin söyledikleri o kadar zor geliyor ki bana, yeni biri, yeniden aynı şeyler güvenebilecek miyim, bebeğimi nereye kadar ele bırakacağım offf, dün gece o kadar çok ağladım ki.


Ege gidiyor pazar günü yine kalacağız yalnız, bu sorumluluk fazla geldi bana galiba, bir de uykusuzluk tabi, Defne geceleri sürekli uyanıyor ve bana hiiç yetmiyor uyku...


Yani şu aralar tek güzel ve muhteşem olan şey Defnem. Ah o kadar tatlı ki, üzerine düşenleri tam anlamıyla yerine getiriyor, gülüyor, oynuyor , her gün yeni birşey keşfediyor ve büyüyor...İyi ki var, beni tek mutlu eden varlık o şu aralar..


Bense kendimi verilen görevi eline yüzüne bulaştırmış acemi bir çalışan gibi görüyorum...


 

Tuesday, December 6, 2011

10.ay

Geçen Cuma doktor kontrolündeydik, uzunca soru listemizle..



Herşey yolunda çok şükür, hala 3 dişimizle devam ediyoruz büyümeye , kasım ayında yeni diş gelmedi, her ay bir diş bekliyoruz dedi doktor.


Geçen ay ki hastalığına rağmen az da olsa kilo almış yine de en az kilo alımını bu ay yavaşladı 9,250 olmuş boyu ise 2 cm daha da uzamış 75 cm olmuş 


Ek gıdalarda hala başarılı değiliz, iştahla yediği hah budur dediğim bir yemek yok köfte seviyor sadece. Yavaş yavaş sofra yemeklerine geçin birbiriyle uyumlu sebze çorbaları yapın dedi doktor, sofra yemeklerinde kavurmak yok, salça tuz yok tabi. Yoğurt çorbası yaptım buğdaylı nohutlu fena yemedi !

Keçi sütünden yoğurda keçi peynirine devam. Pekmez üzüm olacak günde 1 çay kaşıgını geçmeyecek
anne sütü alabildiği kadar içecek ama az olursa yetmedi takviye yapalıma gerek yok dedi- sütüm yine azaldı günde 500 ml in altında kalıyorum bazen-

gece öğünlerini bir e indirmiştik tamamen elimine edebilirsin böylece uyanmaz dedi ama gel de yap. Süt vermezsek gece yarısı bas bas bağırıyor köfte-Kaldırıp bastırınca adım atıyor ya da tutunuyor koltuk kenarında ama o kadar, sürekli emeklemeye çalılşıyor yavaş yavaş ilerliyor gibi ama hala tam emeklemeyi yapmadı sinirlenip ağlıyor aşkım.


Son 2 gündür ise oturduğu yerden tutunup kalkıyor ama sonra hemen devriliyor en azından çabalıyor acelemiz yok ama..


Şaka gibi 10 ay geçti bitti o ilk bebeklik halleri bitti bile,  düzeltilmiş yaşı ile 8,5 aylık oldu kızım, kızıyor konuşuyor ne istediğini neyi istemediğini çok güzel ifade ediyor, elinden birşeyi alınca ağlıyor resmen kızıyor bize ver ver diye.

Kefir verebilir miyim diye sormuştum 1 yaş sonrası kendin mayalayarak ver dedi.Babası IP kameradan bense masanın üstünde açık duran laptoptan izliyorum gün içinde. Vardo ile oynarlarken soruyor bana nerdeee kameraya bakıyo bizimki, hemen ardından ekliyor anne nerde kafa dönüyor laptopa doğru geçen gün izletti bu şekilde Vardo, güleyim mi ağlayayım mı bilemedim.






Yazacak çok şey var oyle karışık durumlar ve duygular içindeyim ki, eşim geliyor yarın, Pazar dönecek ama 3 hafta oldu burnumuzda tüttü resmen...