Thursday, September 30, 2010

Destekleyelim...

Dün haberim oldu posta kutuma gelen bir mail ile.
Bence çok anlamlı bir kampanya başlatılmış, kesinlikle sonuna kadar destekliyorum. Detaylı bilgi için  şuraya bir tık lütfen !
Hepimiz duyarlılığımızı göstermeliyiz.
Keşke normal bebekler de 6 aylarını doldurana kadar anneleriyle 24 saat gçeirme şansına sahip olsalar. 3 aylık bebeği bakıcıya bırakıp nasıl işe başlanabilir ki. O işte nasıl verimli olunabilir ki. Şimdiden kara kara düşünceler alıyor beni..

Dün akşam çok sevdiğimiz arkadaşlarımız Ayşe ve Baran da yemekteydik. 2,5 yaşındaki elimize doğan Onur ile bol bol hasret giderdik, Ege ile kudurdular resmen.

Bebişimize biz henüz hiç birşey almamışken kendisi 2. hediyesini aldı bile. İlk hediyesi Hülya teyzesinden çok şirin bir body idi , dün akşamde çok şirin bir kadife pantolonla bluzumuz oldu pembe pembe.

Sağlıkla doğup büyüsün ve giysin işallah.
' O ' nu öyle görebilecek miyim şimdi çok uzak geliyor bana..

Wednesday, September 29, 2010

Çok Mutluyum

Tabi çok mutluyum...Cuma gününden beri başka bir alemdeyim sanki.. Biliyorum belki çok erken belki bu kadar çok sevinmemeliyim, önemli olan sağlıklı olması  ama bizim bir kızımız olacakmış, tıpkı rüyalarımda gördüğüm gibi, tıpkı kendimi bildim bileli hayal ettiğim gibi.

Büyük bir heyecanla klinikten içeri girdiğimizde hava aniden kararmış, yağmur yüklü bulutlardan şimşekler çakmaya başlamıştı. Biraz sonra şiddetli yağmur sesi duyulmaya başladı,  caddede herkes bir tarafa kaçışıyordu, Doktorum ise bizi her zamanaki güleryüzüyle karşılayıp 'bu ne yahu bereketinizle mi geldiniz' dedi.

Biraz sonra ultrasondaydım önce görüntü belirdi, içimden  ani bir korku dalgası geçti kıpırdamıyor mu diye ama o anda ayaklarını uzatıp arkasını döndü bizimki..Normal ölçümlerini yaptı Cem bey herşey güzel herşey normal dedi hazırsanız cinsiyetini söyleyeyim dedi.

Ben biliyorum ki dedim. Üç kez rüyamda kız bebek gördüm ve kız istiyoruz dedim Ege o sırada elimi sıkı sıkı tutuyordu  'E gözünüz aydın o zaman'  dedi.

Oleyy çığlıkları arasında bitti muayenemiz 4 hafta sonra görüşmek üzere vedalaştık bebeğimle, kızımla..Ay ne tuhaf  lügatıma yeni bir kelime girdi hayatımın sonuna kadar kullanacağım üstelik- umarım- kızım...

çoook güzel..

Duygusallık had safhada bunları yazarken bile ağlıyorum şu an..muayenede de ağladım yine iyice sulugöz oldum ne saçma.

Allah herkesin gönlüne göre versin o kadar çok teşekkür ettim o kadar çok şükrettim ki .Bebek isteyen herkesin bir an önce bu duyguları tatmasını diliyorum. Gerçekten herkes söylüyordu ama farklıymış. daha önce yaşadığım herşeyden farklıymış.Hele bir de sağsalim doğup kucağıma alınca neler hissedeceğim tahayyül edemiyorum bile:)

Ya öyle işte minişim kızım,  bereketinle öğrendik senin cinsiyetini, bereketinle sağlıkla katıl aramıza olur mu canım...Seni çok  çok ama çoook seviyorum...

Friday, September 24, 2010

Buluşma

Daha iyiyim, biraz daha toparladım ve düşüncelerimi kontrol altına almayı başarıyorum sanırım. En azından son iki gündür başım ağrımıyor :)

Çok heyecanlıyım.. Bir kaç saat sonra Dr randevumuza gitmiş olacağız. Bebeğimizle buluşacağız.
Bu doktor kontrolleri öncesi çok heyecanlı oluyorum, herşey yolunda mı endişesi de bir yandan.

Keşke 4 haftada 1 olmasa daha sık gitsek. Yok öyle her hafta görmek isteyenlerden değilim ama 15 de bir olsa hiç fena olmazdı hani.
Geçen kontrolde Dr. gelecek ay cinsiyetini de görürüz net olarak demişti. Birazda  merak var tabi şimdi..

Önce iyi olduğunu görelim de gerisi önemli değil tabi..
Hadi kaçtım ben.

Güzel bir haftasonu olsun ..

Tuesday, September 21, 2010

Dalgalanmalar

Ne büyük korkularla yaşıyor herşeyi birden kontrol edebileceğimizi zannediyoruz.
Halbuki biz ne yaparsak yapalım bazen işler bizim kontrolümüzde olmayabiliyor değil mi ?

Bu süreçte elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum ama şu karamsarlık ve
endişeler yok mu.
Henüz olmamış, gerçekleşme ihtimali oldukça düşük olan ama hayatın her alanında karşılaşabileceğimizi kötü olayları düşünüp kendimi üzmem niye.

Ne karanlık bir başlangıç oldu , tıpkı bu sabah gibi. Karanlık serin ve ıslak bir sabaha uyandık bugün İstanbul da.Gece uyuyamadım çok çok kötü bir kabus gördüm çok ağladım.Gerçek zannettim uyanmama rağmen gerçekle rüyayı karıştırdım birden algılayamadım nerdeyim ne yaşıyorum çok tuhaftı gerçekten.Sonra da rüya olduğu için şükrede şükrede sızmışım tekrar.

Şu bilinçaltı ne tuhaf şey gün içerisinde yaşadığım çok üzerinde durmadığım ufak bir şey gece bilinçaltımda kocaman çetrefilli bir senaryo ile karşıma çıkabiliyor.

Güzel şeyler yazmak istiyorum aslında ama içimden bunlar geliyor...

Geçen hafta tirod ve şeker durumu için kontrole gittiğimde Endokrinoloğum bile farketti bende ki artmış endişe düzeyini.Normalde muayene 10 dk sürerken epey konuştuk çok güzel noktalara değindi göremediğim şeyleri görmemi sağladı o kadar iyi geldi ki zaten çok severim Hasan Bey i sakin ve tane tane konuşur çok rahatlatıcıdır.Başağrılarımdan bahsedince tüm bunları anlatıp rahatlamam için tavsiye edeceği bir psikolog oldugunu söyleyince durumumun vahimliğini farkettim.
Ben abartıyorum sanırım.Bütün bunlar Ege yi de olumsuz etkiliyor.Geçen gün bana son zamanlarda çok yorucu olduğumu söyledi , çok üzüldüm ama haklı..

Biliyorum çevremdeki herkes söylüyor bir kez de buraya yazayım..
Hatta print edip ekranın üstüne mi yapıştırsam acaba

Geçmiş geçmişte kaldı birşey yapamam
Gelecek ne getirecek bilemem
o yüzden ''bugün'' ün tadını çıkarmalıyım !!

Carpe Diem

Fotonot: Nisan başındaki Lale festivalinde Emirgan çekimlerinden biri..

Friday, September 17, 2010

Bugün Cuma ..

Çok yorgun hissediyorum kendimi bir kaç gündür , akşamları evde epey çalıştığım yemekler yapıp hala bitmeyen tatil çamaşırlarıyla uğraştığım için herhalde.

Bir de gecenin bir yarısı uykumu almış gibi aniden uyanmalar arttı, uyuyamıyorum bir daha ve bu durum ertesi gün işyerinde uyuklamaya ve başağrısını tetiklemeye yol açıyor...

Dün Nazilli den gelen mis gibi lezzetlerle dolu kolimi aldım. Bütün akşam çıtır çıtır semizotları, yeni mahsül pırasalar pişirdim.Sağlıklı besleniyoruz ailecek. Tarhana istemiştim Pınar hn dan ilk kez, kesinlikle tavsiye ederim.Harika bir aroması var.
Kırmızı biber ve topan patlıcan alıyor kendim közlüyordum, bu haftaki tavsiye listesinde isterseniz meşe odununda közleyip gönderelim notunu görünce atladım hemen- ne kadar tembelim - ama nasıl lezzetli birşey geldi anlatamam.Odun ateşinin tadı bir başka oluyor, özenle soydum, hafif sarmısak, halis zeytinyağı ve az limonla soslayarak bir güzel yedik.Ege de bayıldı. Detaylar için bakınız:
http://www.egesebzeleri.com/ipek_hanim_ciftligi/ciftlige_giris.html

Adaşım Pınar hn. yaptığı işle ne kadar gurur duysa azdır. Gerçekten uzun süredir büyük bir iç rahatlığıyla evimin tüm sebze bakliyat vs ihtiyacını oradan karşılıyorum.

Aslında sağlıklı ve dengeli beslenmekle ne kadar çok şey kazandığımız özellikle bağışıklık sistemimizi güçlendirmek adına bunun ne kadar önemli olduğunu uzun uzun yazmak istiyorum ama başka bir postta.

Bu sabah Ege Antalya ya gitti iş için, pazar sabahı dönecek.H.sonu yalnız olacağım yani..
Aslında yalnız değilim ki minişim var değil mi...

Hareketlerini ne zaman hissediyorduk? Hemen tecrübeli arkadaşlarıma sormam lazım..
Herkese güzel cumalar ve süper bir haftasonu diliyorum..


PS: Yarın karşıya geçme enerjisi bulursam kendimde bu sergiye gitmek istiyorum.
http://bodyworlds-istanbul.com/          
 PS2 : Üşenmeyip tatil fotoğraflarını işlersem ve de yüklersem o da fena olmaz hani :)

Küçük bir başlangıç olsun bu

Wednesday, September 15, 2010

14 + 4

Sağ salim döndük. Miniş bizi hiç üzmedi tatilde.Boşa endişelenmişim yine. Zaten şu endişe bulutlarını bir atabilsem kafamdan  başım da bu kadar ağrımayacak belki...

Evet günler hızla ilerliyor, karnım büyüyor, günleri sayarken bir de bakıyorum ki 15.haftadayız. Aklımda sürekli şükürlerle geziyorum, Tanrıya çok ama çok teşekkür ediyorum sürekli...
Endişelerden sıyrılabildiğim nadir zamanlarda da tadını çıkarmaya çalışıyorum hamileliğimin.

Tüm bu endişeler boynumdan kasılmayla başlayan gerilim tipi başağrıları yaşatıyor bana. Yani Dr lar hipoglisemi nedeniyle başağrılarımın bu kadar arttığını söylemişlerdi, kan şekerimi düzende tutmaya çalışıyorum az ve sık yiyor şekerden ölümüne uzak duruyorum ama ağrılar devam ediyor.Haftanın min. 4 günü en az 24 saat süren ağrı ile yaşıyorum, özellikle geceleri arttığından uykumu alamadan işe geliyorum ve çok zorlanıyorum.

Tatil  bu anlamda çok iyi geldi, yeni yerler kültürler görmek,  her yeni gün rotanı özgürce belirleyerek akşam nerede uyuyacağını bilmeden yol almak harika.
Kendimi çok yormayacak şekilde belirlememize rağmen rotamızı, 6 günde 1500 km araba ile onun yarsı kadar da feribot ile dolaşarak Dalmaçya kıyılarını keşfetmeye çalıştık...
Aşkım hiç yormadı beni , elim kolum boş avare avare dolaştım. Egecim de sırt çantası, fotoğraf makinası peşimde gezdi durdu...

Çok güzel yemeklerle besledim minişi, Sea food risotto ve spagetti süperdi ama tüm midyelerini karides ve ahtopotlarını Ege yerken ben sadece birazcık sosundan tadına bakabildim pirinçleri yedim :)
Bizde bol bol taze deniz balığı yedik minişle.. Çiftlik balığı yemekten bıkmışım resmen midem bayram etti, zaten bizde de balık mevsimi açıldı dün akşam sezonun ilk palamutu ile midelerimizi şenlendirdik.

Haftaya cumartesi 16. hafta bitiyor, kontrolümüz var, Dr. cinsiyetini görebileceğini söylemişti bakalım ne göreceğiz:) Ben çok merak etmiyorum ama Ege yi sakinleştirmek mümkün değil. İsteği de her gün değişiyor bir gün kız olsun diyor ertesi gün yok oğlanla daha çok aktivite yapabilirim diyor alem adam:)
Sağlıklı olsun hayırlı bir evlat olsun gerçekten başka birşey istemiyorum cinsiyeti hiç önemli değil...
Tanrı her isteyene sağlıklı evlatlar versin, bütün  çocukları korusun...

PS: En kısa zamanda Hırvatistan ve Mostar fotoğraflarını ekleyeceğim.

Tuesday, September 7, 2010

biraz uzaklaşmak iyi gelecek...

Her yıl ki gezi planlarımızı yaparken ve planlarda bebiş yokken geçen yıl ki Avrupa Seyahatinde son noktamız olan Ljubljana (Slovenya) - Yunanistan arasında ve de aklımızda kalan Dalmaçya kıyılarını artık bu sene planlarımıza dahil edelim dedik ve taa Mayıs ayında Şeker bayramı tatili için uçak biletlerimizi aldık. Motorsiklet kiralayarak gezecektik, 6 günlük bir rota çıkarmıştık bile.

Haziran ayı bize çok güzel bir süpriz getirdi sonraki aylar ise bekleyiş ve heyecanlarla geçti açıkçası bu planı unutmuştuk bile...




10 gün önceki 2 li test randevumuzda doktorumuz da hiç bir sakıncası olmadığını söyleyip seyahat planımızı onaylayınca e gidelim bari dedik.Biletleri yakmayalım dimi :)

Rotayı biraz kısalttık daha deniz ağırlıklı bir tatile çevirip güvenli bir araba kiraladık.
Yarın sabah Zagreb ten yolculuğumuz başlıyor.

Dönüşte güzel fotoğraflarla buluşmak üzere..



Bebişimiz aramıza gelmeden son yaz - deniz tatilimiz olacak bu gezi işallah...


Sonra da onunla gezeceğiz umarım...



Monday, September 6, 2010

U2 İstanbul'da

Geçen sene ekim ayıydı sanırım internette okumuştum U2 2010 da İstanbul da konser verecek diye... inanamamıştım. Beni tanıyanlar bilir U2 hayranlığımı.Hemen arkadaşlara mail attım
Biletix te biletlerin satışa çıkacağı günü takip etmeye başladım. Önsatış 2 kasımdı sanırım hemen o gün aldım biletlerimizi....6 Eylül gelir mi diyordum o gün gidebilir miyiz diyordum.
6 Eylül geldi çok şükür sağlıklıyız , konsere gitmemiz için bir engelimiz yok ancak ben kendi isteğim ve özgür iradem ile konsere gitmekten vazgeçtim .

Yapamazdım, 70 bin kişilik Türkiye nin en büyük stad konserinde saha içinde üstelik,  bebeğimi tehlikeye sokacak şekilde bencilce davranamazdım.

Biliyorum 15 yıldır bugünün hayalini kuruyordum. Eşime bile kaç defa söylemişimdir 'canlı bir U2 konseri izlemeden ölürsem gözlerim açık gidecek ' diye...

Olsun hiç birşey için geç değil, bende bebeğim büyüyünce onunla giderim işallah. O zaten şimdiden şarkılarına aşina ofiste tüm gün dinliyor...

Bütün gece kötü kabuslar gördüm, rüyamda hep Nehir in annesi Zeynep Hn ı gördüm nasıl dayanıyor diye ona bakıyordum..

Hiç aklımdan çıkmıyor ki, hayatta bu kadar büyük acılar varken varsın ben dünya gözüyle Bono yu görmeyeyim ne çıkar ki...
Mızmızlanmaya şikayet etmeye hiç hakkım yok öyle birşeyde yapmıyorum zaten.

Ne demişler, Hayat sen planlar yaparken başına gelenlerdir... Bebeğim benim başıma gelen en güzel şey...daha ne isterim...

Sunday, September 5, 2010

Uzun gece...

Yağmurlu ve garip bir hüzünle başlamıştı gün zaten.Şu an gecenin 2 si. 
Ağrı uyutmuyor bende yazayım dedim.

Her güne şükrederek başlıyorum minik meleğimin misafir olduğunu öğrendiğimden beri, hoş eskiden de yapardım ama şimdi çok daha sık...

Sabah kahvaltıdan sonra hastanede yatan bir arkadaşımızı ziyarete gittik Ege ile, çıkışta tuvalete gittğimde gördüm ki çamaşırımda minik kahverengi bir leke var.O an tansiyonumun nasıl yükseldiğini kalbimin nasıl hızlı atmaya başladığını anlatamam.
Dr umu aradım hemen endişelenecek bir durum olmadığını düşündü ama hazır hastanedeyken varsa kadın doğum uzmanına görünebileceğimi ekledi. Acilde 24 saat uzman bir dr un olması çok iyi.15 dk sonra ultrasondaydım.
İnsan psikolojisi ne kötü, koltuğa uzandığımda gözyaşlarım kirpiklerimin arasında hazır bekliyordu ve en kötüsünden başka birşey düşünemiyordum.

Ekranda kıpır kıpır halinle sen belirdin ya, Allahım o an kalbim duracaktı.Keyfi gayet yerinde hatta hıçkırık olmuş kasılıp duruyordu.Dr bu tür şeylerin normal olduğunu kendimi yormamam gerektiğini söyleyerek gönderdi bizi. Yüreğimiz ağzımıza geldi pazar pazar.

O an başıma giren ağrı yolda yavaş yavaş migrene dönüşürken eve geldik ve uzandım biraz.

Sonra 1,5 yıldır hemen hersabah yaptığım gibi Nehir in bloguna bakayım dedim. Daha dün akşam Ege ile konuşmuş dua etmiştik minik Nehir için.

Allak bullak oldum okuduklarımı anlayamadım bir süre,bekleyen gözyaşlarımı sel oldu.

Minik Nehir, her gece dualarımdaydın,ne büyük mücadele verdin ne kadar güçlüymüşsün hayata karşı nasıl tutunulacağını gösterdin hepimize o minicik bedeninle.Demek çok yoruldun, şimdi bir yıldızsın kocaman ışığınla yolumuzu aydınlatıyorsun.
Ailesine sonsuz sabırlar diliyorum.

Boğazım düğüm düğüm ne yazacağımı da bilmiyorum,sürekli dua ediyorum Allaha , bebeğimi bize bağışlaması için,minik bedenlerde böyle hastalıkların olmaması için  Nehir in gittiği yerde çoook ama çok mutlu olması için ne bileyim herşey için herkes için...

Thursday, September 2, 2010

12 + 5

Nereden başlasam ...bulamadım, kelimeler kayboldu gitti birden...Halbuki neler yazacağımı hayal etmiştim dimi blogu açarken.Şimdi hayatımın en önemli sırrını afişe ediyormuşum gibi bir hisse kapıldım...

Tam 12 hafta 5 gündür bir minik büyüyor içimde.Bu o kadar tarifi imkansız bir duyguymuş ki hislerimi anlatacak kelimeleri bulmakta zorlanıyorum.
Tarifsiz bir mutluluk, sevinç ve heyecan ve aynı zamanda müthiş endişe bulutları, kalp sıkışmaları her sabah korku ile uyanmalar yaşıyorum ve daha neler neler.

Bu mucizeye o kadar inanmıştım ki, bir şeyi gerçekten çok istersen oluyormuş.O kadar bekledik bu miniği,  o kadar istedik ki..Doktorlar o kadar korkuttu ki bizi, kanser oluyorum ya anne olma ihtimalim elimden alınırsa paniğiyle o kadar üzgün günler ,geceler geçirdim ki .

Hala inanamıyorum çok şükür çok şükür Allahım binlerce kez teşekkürler...

12.haftayı kendimize açıklama litimi olarak belirlemiştik.Haftasonu yapılan ikili test te gayet güzel çıkınca ve dr un çok olumlu konuşması ile artık sevdiklerimizle dostlarımızla paylaşıyoruz bu mutluluğu.. Bunu yaşamak bile çok güzel bir duyguymuş.

Önümüzdeki ayları, hele doğumu ve  onunla tanışma anını düşündükçe heyecandan kalbim duracak gibi oluyor. Sonra hemen korkuyorum yine ya kötü bişey olursa diye. Endişelenmek ve sürekli kötü ihtimalleri düşünüp kurmak çok yıpratıcı ve hiç bir olasılığı değiştirmiyor biliyorum ama elimde değil. Normal mi bu herkes mi böyle yoksa ben mi çok paranoyakım.

Bilemiyorum kişisel sağlık tarihçemde sürekli porblemler yaşadığım için hep birşeyler çıktığı için belki de bu korkularım...
Halbuki eminim miniğim beni de iyileştirecek zaten varlığının yarattığı mutlulukla bunu yapmaya başladı bile...

Bebeğim teşekkür ederim. İyi ki geldin.Sakın beni bırakma , sağlıkla büyü olur mu ...