Saturday, April 30, 2011

3.ay

Defnecik bugün tam 3 aylık oldu. Kronolojik olarak yani, düzeltilmiş yaşı ise henüz 1,5 aylık. 


Doktor kontrolümüzde en çok bu konuyu konuştuk.Gelişimini çok iyi buldu, bazı şeylerde 1 ay kadar geriden geliyor ama son derece normal dedi.2. ayda yapmaya başlaması gereken gülümseme, obje takibi, yüz tanıma gibi motor gelişimlerini hep bu ay gerçekleştirdi minnoş hanım.Olsun ne yapalım geç olsun güç olmasın değil mi..Benim aceleci kızım  bu gidişle arayı da çabuk kapatacak gibi. 


3. ay kilosu 5350 gr Boy 59 cm olarak kayıt edildi. Bir önceki ay 1400 gr alarak atak yapmıştı ama bu ay 750 gr almış az mı diye sordum yoo gayet güzel dedi doktorumuz e tamam o zaman değil mi. Kakadaki durum aynen  devam ediyor, doktorumuz  kilo eğrisini etkilemediğini ama detaylı incelenmesi için bir  pediatrik gastroentrolog adı verdi bize. Defne yi ona götürmemizi istedi. Önümüzdeki hafta için randevu alacağız. Bakalım ne çıkacak. Bu konu çok canımı sıkıyor...


Canım bebeğim bu ay  bize çok güzel birşey hediye ettin sen. Kocaman gülümsemen. Her gülüşünle içimde çiçekler açıyor mutluluk seline kapılıyorum o kadar güzel o kadar muhteşem bir duygu ki bu. Keşke snna olan sevgimi anlatabilecek yeterli kelimelerim olsaydı.
Hep gül meleğim, hayat hep gülsün sana. 


Ve Defnecim teşekkür ederim miniğim bizi seçtiğin bizim hayatımıza geldiğin için. Seninle geçen her gün ben biraz daha büyüyorum mutluluktan uçuyorum. 


                                               Bu bezelye parmakları yemek istiyoruuum

                                                      
                                                Güneş banyosundan bir kare...



Friday, April 29, 2011

büyüyoruz!

Tamam danası  büyüyor da anasına ne oluyor yahu ! Doğumdan sonra 7 kilo vermiştim takip eden zamanlarda da 3 kilo daha gitmişti oh ne güzel 2 kilom kaldı hamile kaldığım kiloya diye seviniyor bir de üstüne 3 daha verirsem ideal kiloma ulaşırım diyordum kiiiiiiiii   bugün hadi bi tartılayım dedim.


Birde ne göreyim 3 kilo almışım.Şaşmadım aslında. İştahım o kadar çok açık ki, emzirince nasıl acıkıyorum. Durmadan yiyorum. Annemde gidince  kim yemek yapacak. Defnecik uyurken yapabilirsem ne ala yoksa gelsin siparişler. Nasıl sağlıksız bir sistem bu. Hem karbonhidrat bombası sağlıksız şeyler benden öte sütümün içeriği ve kalitesi için de çok kötü değil mi. Off yaa canım çok sıkıldı.


Bazen öğün atlıyorum saçma sapan şeyler yiyorum tost gibi zaten insülin direnci var normalin çok üstünde kiloya dönüşüyor glisemik indeksi yüksek gıdalar. 


Bütün bunların üstüne Ege efendi sabah çıkarken akşam için yemek isteğinde bulunmuyormu ! Bugün giderken akşam için baklayı yapar mısın dedi bana! şaka dimi. Ben bulduğum ilk fırsatta kendimi doyurmaya çalşyorum. 
Off anne yaa nolur yanımda yakınımda olsaydınız. Çok kıskanıyorum annesiyle yakın oturan arkadaşlarımı . Hem çocuklarına güvenle bakılıyor hem de akşam bebeklerini alırken tencere tencere yemek de alıyorlar. Ben beceriksizim galiba.Mesela  bu akşam daha az önce birşeyler yiyebildim. Saate bakınız !


Bir an önce bir düzen oturtup sağlıklı beslenmeye geri dönmeliyim.


Yarın Defnecik doktor kontrolüne gidecek bakalım o ne kadar kilo almış ...

Wednesday, April 27, 2011

3.aya 3 kala

Günün en sakin saatleri bu saatler oluyor. Defnecik banyosunu yaptı güzelce emdi saat 8 gibi akşam uykusuna daldı. Egecikte hemen her çarşamba olduğu gibi motorsiklet grubunun toplantısında. Kaldım kendimle başbaşa.


Kakada iyileşme yok hala. Pazartesi günü tekrar test yaptırdık, sonuç aynı bol miktarda lökosit görüldü.İlk doktorumuz artık bir an önce antibiyotiğe başlamamızı bu durumun bu kadar uzamasının iyi olmayacağını söyledi reçeteyi yazdı ama başlamadık. Bugün de bezini geçen hafta gittiğimiz ikinci doktora götürdük o kakayı görememişti. Söylemini  değiştirmedi, antibiyotiğe başlamamıza gerek görmedi. Cumartesi Defne yi muayeneye çağırdı duruma göre bizi hocasına yönlendicekmiş. İyice kafam karıştı ne yapıcaz bilmiyorum. Her türlü süt diyetine devam ediyorum bu arada, hiç birşey yemiyorum süte dair. Cumartesi günü bakalım ne diyecek.


Her geçen gün yeni birşey keşfediyor minnoş. O kadar keyifli ki, küçücük bir insanın dünyayı keşfedişine gün gün şahit olmak. Geçen gün parmağını emmeyi keşfetti bıdık. Bir baktım şap şap ses geliyor aman öyle keyifli emiyordu ki fotoğraf makinasına koştum hemen. İlk zamanlar o kadar çok uyuyordu ki neredeyse 2 ayı böyle geçirdik erken doğduğu içinmiş şimdi normale dönüyor yavrucuk. Açığı ne zaman kapatacak acaba ? Ha bu arada saçları çıkıyor kızımın. minik minik uzamaya başladı bir sürü kök birden.Kabak kafalı minnoşun bakalım nasıl saçları olacak :)


Gün içerisinde daha çok uyanık kaliyor artık, ana kucağına yatırıyorum  bir süre oyalanıyor ama sıkılınca kucak istiyor, omuzuma yaslanıp  evin içinde şarkılar söyleyip dolaşınca ondan keyiflisi yok. Kafasını iyice tutuyor döndürüyor. Slinge koyuyorum bende. Gerçekten hayat kurtarıcı oluyor. Bazende slinge uyuyakalıyor minnoş.


Oyuncaklarını takip ediyor artık, anakucağına taktığım dönencedeki objelere bayılıyor, onunla konuşunca gülüyor bana o minicik ağzını açarak, dünyalar benim oluyor.


                                              Parmağını emmei keşfettiği an...

                                               slingde çok rahatız ne güzel bişeymiş ...

                                                      
                  anakucağında dalıyor bazen.burada uzun süre yatmasının bir sakıncası yoktur değil mi

Friday, April 22, 2011

minicik bir dokunuş...

moktan bir hikaye

Geçen cumadan beri doktorlardayız. 2.ay kontrolünde başlayan kakadaki sümüksü durum geçmedi. 15 gün kadar prebiyotik bir besin takviyesi kullandık geçmezse gelin demişti dr. Cuma günü gaita analizi yapıldı  şükür amip gibi bişey çıkmadı ama yüksek miktarda lökosit görülmüş. Bunun üzerine doktorumuz inek sütü alerjisinden şüphelendi.Ben hiç bir şekilde süt ve ürünlerini  tüketmiyorum.  Pazartesiye kadar bekledik hiç azalma olmadı tekrar gittik. Doktorun yaklaşımından da hoşlanmadım. Geçmezse pzt antibiyotiğe başlarız demişti, ben çok küçük antibiyotik kullanmak istemiyorum deyince o zaman 10 gün daha bekleyelim dedi. Yani dedikleri net değil, bizim eğilimimize göre değişiyor. Süt alerjisi kan testi ile de anlaşılırmış ama onu da istemedi.
1 haftadan fazla oldu ben diyetteyim ama kakada hiç bir iyileşme yok, acaba geç mi kalıyoruz ya ilerleyen bir şey varsa ve biz farkedemiyorsak diye son 3 gecedir uyku uyumadım kur kur aklımdan neler geçiyor. 
Dün daha fazla dayanamadım bir arkadaşımın  çocuk doktoruna götürdüm Defneyi.Çok sevecen orta yaşlı bir bayandı. Güzelce muayene etti, antibiyotiklik bir durum olmadığını inek sütü alerjisini de hemen düşünmememiz gerekiğini zaman zaman böyle şeyler olabileceğini biraz daha gözlemleyerek beklememiz gerektiğini söyledi. Yaklaşımı rahatlattı beni.
Keyfi yerinde bizimkinin, iştahı da. O yüzden çok endişlenmiyorum şimdilik.  Umarım kurtuluruz bir an önce bu sümüklerden. Ne moktan işlermiş bunlar yahu :)
Bu arada bu süt alerjisini araştırdım biraz, çok can sıkıcı.4-5 yaşına kadar sürüyor bebeğin tüm besin listesinden süt  yoğurt peynir süttozu içeren herşeyi çıkartıyorsun. Hazır gıdalarda çok fazla süt tozu kullanılıyor bu arada. Atıştırmalık olarak yediğim kepekli galetaya baktım evde, süttozu var içinde. İşin içine girince görüyor insan. 
Canım meleğim işallah böyle kısıtlayıcı bir durumla karşılaşmayız...


Bu arada öyle güzel gülücüklere başladı ki minnoş.İçim eriyor ona baktıkça...Allahım iyi ki doğurmuşum diyorum  keşke daha önce yapsaydık diyorum, çok pişmanım anne olmak o kadar güzelmiş ki bilsem yıllarca boşuna ertelemezdim...





Thursday, April 14, 2011

Fındıkkurdu büyüyor

Düşünüyorumda, şimdi bu minnoş herşeyden habersiz  emiyor uyuyor altını dolduruyor ve günler geçiyor. Hızla büyüyor. Gün olacak söylediğim bi cümleyi beğenmeyecek, gün olacak bizimle gezmek istemeyecek belki değil kesin beğenmeyecek.  Kucağımda ona şarkılar söylerken  gıdısından binlerce  kez  öperken gün gelecek kendini sevdirmeyecek ben büyüdüm artık diyecek. Belki fikirlerimiz hiç bağdaşmayacak belki fikren tamamen karşı olduğum bir görüşün ateşli bir savunucusu olacak . O zamanda onun bir birey oldğunu unutmadan saygı gösterebilecek miyim yoksa kendi doğurduğum için herşeyinde hakkı olduğunu düşünen anneler gibi ama diye başlayan cümleler kurup,  hakkımı helal etmem tehditleri savurarak istediğim gibi olmasını mı sağlamaya çalışacağım. Bunu yapmamam lazım.
Onu ben büyüttüm gün gün içimde, canımdan can katarak doğurdum emzirdim diye üzerinde her türlü   hükümranlığı kurma hakkımın  olmadığını biliyorum. Bence anneliğin en zor kısmı bu olacak. 


Şimdiden düşündüğün şeylere bak, bırak bunları tadını çıkart dediğinizi duyuyorum aslında.


Günler Defnecikle çok keyifli  çok hızlı geçiyor.Artık öğleden sonraları daha çok uyanık kalıyor ama son günlerde asileşti bizimki. Mememi almak istemiyor kucağıma yatırınca ağlıyor ama öyle böyle değil. Kulak zarım delinecek maşallah nefesi kuvvetli :)Niye böyle yapıyor anlayamıyorum, bana  göre karnı aç  memeyle  bir mücadele, kendini yay gibi geriyor kucağımda , omzuma alınca aniden susuyor, evin içinde gezmeye başlıyorum, şarkılar söylüyorum bir yandan ama biliyorum karnı aç, beslemek üzere tekrar yatırınca  pilli bebek gibi avaz avaz başlıyor.Bunu sadece öğleden sonraları yapıyor. Sabah ya da geceleri  boyle yapmıyor  hiç itirazsız yapışıyor memeye. Acaba günde bir beslenme seansını biberonla yaptığımız için memeden mi soğuyor. Düşüncesi bile çok korkunç geliyor. Nolur bırakma Defnecim memeyi.
İşte böyle güne ya  da geleceğe dair bir sürü kuruntu ve soru ile geçiriyorum günlerimi. 
Anı yaşamalı ve  an dan tad almalıyım.


İşte fındıkkurdumun son halleri...



Saturday, April 9, 2011

Gidiyorlar :)

Daha iyiyim. Eşimin aniden çıkan iş sayahati nedeniyle 4 gece yalnız kalacağım belli olunca acilen annemi çağırdık. Hemen geldi saolsun. Dün sabah Ege gitti, biz 3 kadın 3 kuşak kaldık başbaşa. Annem iyi geldi vallahi ilgiye ihtiyacım varmış galiba, o bana bakıyor ben Defneye. Herkes kızına çalışıyor yani :) 
Dün ilk kez Defne varken araba kullandım,  Defnecik anneannesiyle arkada uslu uslu uyudu.Biraz  panik yapsamda ilk başta,  sonra rahattım ama 2 dakikada bir nasıl olduğunu sorduğumdan annemi epey bir bunalttım. Açık havada alışveriş merkezine gittik, Biraz güneşlendik. 2 mağazada bebeğime kıyafet bakıp eve geri döndük  ama o bile iyi geldi bana. Minnoşta uyudukça uyudu. 
Bugün ilk denemenin iyi geçmesinden güç alınca eşimin  teyzesine oturmaya gittik. Defnecik ilk ev gezmesini yaptı kuzenini gördü. Pek usluydu yine. Leyleği havada görmüşler gibi annem buradayken her güne bir gezi planı yaptım bende. Yarın sabahta kahvaltıya gideceğiz napiyim  Defnecik arkada ek başınayken çıkmaya cesaret edemem henüz annem buradayken fırsatı değerlendireyim dimi. Salı gidecek sonra yine kalacağız kızımla başbaşa.


Ah o kadar tatlı ki,  o kadar güzel kokuyor ki... Nasıl bir koku bu doyamıyorum burnumu boynuna gömüp orada yaşamak istiyorum. Gerçekten hoşgeldin , iyi ki geldin Defne.




Minnoşun doğum şekerlerinden.

Wednesday, April 6, 2011

Geldiler



Tek elle iş yapmaya çalışıyorum  kucakçı minnoşu  yatırmak ne mümkün.Slingi bağlamayı da beceremedim zaten. Üzerinde çalışmam lazım. Bir yandan yemek yapmaya çalışmak ya da evi toparlamak. Bazen salona dönüp bakıyorum bu kadar dağınıklığı nasıl yapmışım diye. Şimdi anakucağında yeni uykuya daldı mesela yatıp uyusam işler ne olacak ev dandini yemek yok, yok uyumazsam akşama sallanmaya başlayacağım yine.Daha yatağımı bile toplamadım. Ne zaman uyanacağıda belli olmuyor ki. Tam ben yatıyorum uyanıyor ya da  uyumadığım zamanlarda da 2 saatten fazla uyuyor deriin derin.


Bütün bu düzene uyum sağlamaya çalışan bedenim sürekli ağrı sinyalleri gönderiyor Başağrım facia, emzirme pozisyonundan sırtım kopuyor ruhum ise patlamanın eşiğinde 2 aydır hastane ziyaretleri dışında doğru düzgün evden çıkmadım kendim için hiç bir şey yapmadım. Üzerimde eşofman omzumda süt lekeleriyle  bi başına.. Kimse de gelip gitmiyor. Haftasonu gelince seviniyorum valla arkadaşlar geliyor arada  iyi oluyorum Geçen pazar  işyerinden arkadaşlarım  geldiler, onlardan çok ben konuştum ihtiyacım varmış sanırım,  kesin giderken Pınarın çenesi düşmüş demişlerdir :)


Bir yandan da sürekli bir kaybetme korkusu ve endişe hali gittikçe ruhumu sarıyor sanki. Geceleri emzirme seanslarından sonra  yatıyorum , Defnecik iyi doymuşsa ve keyfi yerindeyse3 saate yakın uyuma lüksüm varken ben manyak manyak şeyler düşünerek uykumu kaçırıyorum. Hamileliğimde de bu böyleydi. Hastalıklar kazalar türlü türlü senaryolar ne yaparımlar. Kendimden nefret ediyorum kafamdaki o siyah düşünceleri kazımak istiyorum.Dün gece 22 de besledim Defne yi. 23 te dalmıştı. 1:30 da uyandı -Artık kendi uyanmasını bekliyorum- saat 2 de tekrar uyumuştu.Mutfakta sütlerimi sağdım.Yattığımda saat 2:40 tı. Defnecik acıkıp uyandığında saat 4 tü ve ben daha dalamamıştım. Sonra 5 gibi uyudum ama 1,5 saat falan. Yorgunluktan yastığa başım değdiğinde uyumam lazım ama olmuyor. Ciddi anlamda profesyonel yardım almayı düşünüyorum çünkü bu uykusuzluk beni asabi yapıyor.
.Postpartum depresyon bu mu ... 


Anne olmak kolay değilmiş  işimin çok zor olacağını biliyordum. Her zor şey gibi yaşarken ağır geliyor belki ama geçecek bunu farkında olmak önemli olan. Geceleri daha tam yeni dalmışken minnoşun ağlamaya başlamasıyla kulağıma  -boşver duyma uyumaya devam et- diye fısıldayan şeytana uymama ramak kalmışken, kendime bunu hatırlatıyorum. Geçecek sabret, Defne hep seninle bir gülüşü dünyaya bedel. Hoş bizimki hala anlamlı gülücüklere başlamadı ama eli kulağında hissediyorum.Hayatımın en büyük aşkı,  yaşadıklarımın toplamı,  canımın içi...