Tuesday, August 30, 2011

7.ay ve bir çok ilk

Az yazı bol fotoğraf olacak, Defne'yle dopdolu geçen günler ve gecelerden biraz zaman çalıp  tarihe not düşmeye çalışacağım...


Defnecim bugün tam yedi aylık oldun, tam yedi ay oldu kollarımdasın dünyanın en mutlu insanıyım sayende..


Doktor kontrolündeydik çarşamba. Son bir kaç aydır olduğu gibi bu ay da biraz erken gittik. Ne sevimliydin Altan amcan seni muayene ederken, hiç problem çıkartmıyorsun girdiğin her ortama hemen uyum sağlıyorsun bu özelliğinle  gurur duyuyorum tatlım. 680 gr alarak doktordan kocaman bir aferini kaptık seninle, 7830 gr ve 70 cm olmuşsun kuzucuk,  sadece sütümle geçen son aydı bu ay artık ek gıdaya geçebilirmişiz. Annen çok heyecanlı, ödevini aldı çok çalışıyor başarılı olmak için. 
Bu bayram tatilinde geçeceğiz bakalım, annen sırf o yüzden hiçbiryere gitmedi seninle başbaşa geçirmek istedi ilk bayramınızı. 


Motor gelişimin düzeltilmiş yaşına göre gidiyor,  arayı ne zaman kapatacağını ilk yıl içinde görecekmişiz, kilo ve boy olarak kapadın ama olsun hiç acelemiz yok değil mi tatlım... 


Cumartesi günü  ilk kez kan ve idrar örneği verdin. Kan alınırken tahminimden az ağladın aferin sana benim cesur bebeğim. İdrar içinse bizi 3 saat kadar hastanede beklettin iki kez torba değiştirdik ama sonunda başardık değil mi ? 


Sonuçlardan ise hiç hoşlanmadık sulugözlü  annen yine ağladı  :( 
Doktorun yurtdışında olduğundan biz de nöbetçi doktora gittik demir depoların boşalmış annecim biliyorum o hiç sevmediğin ve seni ağlatmamak için çoğu zaman doğru düzgün içiremediğimiz demir ilacını illa ve mutlaka içmen gerekiyormuş. 
Üzgünüz ama demir ilacını akıtmadan püskürtmeden ve mümkünse ağlamadan içmelisin tatlım.Annen  çok üzüldü kendini suçladı ağladı. Tatil sonrası doktorunla detaylı görüşecekler. 






Canım kızım sana ne yazsam ne kadar yazsam yetmez duygularımı anlatmaya. 7. ayın ve ilk bayramın kutlu olsun meleğim. Defne kokulu nice bayramlara... Seni çok ama çoook seviyorum..






Monday, August 22, 2011

Bakıcı bakışı

Ne zamandır  yazıcam olmadı bir türlü  aklımın bir köşesinde birikiyor  şunu da yazmalıyım bundan da bahsetmeliyim diyorum ama  zaman ayıramıyorum bir türlü...

Bakıcı arama maceralarımızı yazmıştım bir süre önce, yatılı mı gündüzlü mü Türk mü yabancı mı derken yumurta kapıya dayanınca ve son anda çok güvendiğimiz kişi bizi yarı yolda bırakınca işe başlamamdan sadece 1 hafta önce hızır gibi yetişti bize yeni bakıcımız.

Aslınca birazda alternatifsizlik ve zamansızlıktan tamam hadi bakalım dedik bize kalsa herhalde bi 20 adayla daha görüşür böyle ayları devirirdik.

Başta herşeyi detaylı oarak konuştuk ama daha ilk günlerden bazı pürüzler ortaya çıktı bile.
Biliyorum bütün arkadaşlarım da söylüyor mükemmel olamaz illa bazı kusurları olacak diye amma hangisine müsamaha göstereyim ortada kalmamak adına ne kadar töleraslı davranayım bilemiyorum.

Öncelik bebekte tabi ama bazı kurallara bile isteye uymuyor.

Geçen hafta Defne yi kucağında sallayarak uyuttuğunu farkettim. Benim kendi kendine uyuyan meleğimin bozmuş düzenini, akşamları bir türlü dalamıyor. Üstüne üstlük söylediğimde de bilmiş bir eda ile ama kucakta kolayca uyuyor benim kucağımı çok seviyor demez mi.. Nazikçe ama oyle alışmamalı, üstelik ileride iyice ağırlaşınca zor olacak dedim, ay yok olmaz ben seve seve sallarım demez mi !
Bazı şeyleri anlatamıyorum nazikçe üstü kapalı ima etmeye çalışıyorum anlamıyor ya da işine gelmiyor, direkt söyleyince yüzü düşüyor hemen demotive oluyor, nasıl yapmalı bilmiyorum.
Bir defterimiz var bana gün içerisinde  uyku saatlerini kaç ml içtiğini yazmasını söyledim hiç hoşlanmadı bundan mırın kırın yapıyor. Daha baskın olamıyım ama yapamıyorum..Uyuyunca ara beni uyanınca çaldır diyorum onları da atlıyor.Ben arıyorum tam saat veremiyor.

İyi tarafları da var çok iyi niyetli Defne yi çok seviyor güzel oynuyorlar ama çok eğitilebilir gibi değil kendi bildiği şekilde bakmaktan yana. Şu oyunları oynayabilirsiniz diyorum ay yok biz şunu yapıyoruz diyor, kucakta gezdiriyor bütün gün belli haftasonu hiç kendi kendine oynamadı yavru hep bizi istedi.

Bir de Defne uyurken (ki gün içinde 3 kez uyuyor ortalama 1,5 saat), oturup tv seyrediyor, oysaki ev işleri ve yapabilirse bir kap yemek olarak anlaşmıştık. Ne yaptın diyorum evi toparladım diyor 1,5 saatte ama hiç bişey yok :( Kaç kere yakaladım  tv karşısında çay içerken, halbuki o arada sterilizasyonu bile yapmamış oluyor.

Tamam köle değil o da insan, yorulduğunda dinlenecek ama bizim bu tarz bir lüksümüz var mı işte.Defne uyurken zaten, başka birşey istemiyorum ki

Canım sıkkın, zaten hala alışamadım ağlamadıüım gün yok işyerinde, özellikle süt sağarken emzirme kabininde başlıyorum ağlamaya, bebeğimi bir başkasının kokluyor olması fikrine alışamıyorum kadını kıskanıyorum.!!

Gideyim şimdi süt sağarken minnoşumun çoraplarını koklaya koklaya ağlayayım açılırım belki :(

Thursday, August 18, 2011

5

5 yıl oldu.. Ne hızlı geçti . Bu sene en güzel hediyemiz kucağımızda, 3 kişilik bir aile olduk biz.


Ne gündü ama, hayatımın en en eğlenceli günüydü,  üğününde en çok danseden çift ünvanını hala bırakmamışızdır eminim.


Canım Ege'm, biliyorum bazen katlanılması zor bir kadın oluyorum,  hamilelik ve anne olmak depresyondan depresyona soksa da beni biliyorum ki hep yanımdasın. Kocamsın, arkadaşımsın, sırdaşımsın, babamsın, bu hayatta en çok güvendiğim insansın...


Gösterdiğin sonsuz sevgin, sabrın ve anlayışın için çok teşekkür ederim...
(Geçenler de söylediğin cümleyi  unutmadım ama !  Merak etme çok değişmemeye çalışıyorum :)


Birlikte daha nice güzel yıllara, meleğimizle birlikte...

Wednesday, August 17, 2011

beraber mi ayrı mı ?

Meleğim aramıza katıldığından beri   yatağımızın hemen yanındaki park yatagında uyuyor.Zaman zaman da  yanımıza alıyorduk.
İlk zamanlar ezeriz korkusuyla tam bir tabuydu bizim için ama bundan bir kaç ay önce artık palazlandı deyip koynuma almaya başladım. Onun kokusu ve sıcaklığı ile uyumak, uyanır uyanmaz  hemen mememi verebilmem, ya da emziği düşer düşmez hiç mızırdanmadan yeniden takmak açıkçası beni hem çok mutlu ediyor hem de işime geliyordu.

Güzel de bir oda hazırladık onun için ama  hiç kullanılmadan duruyordu öylee.


Ne zaman ki Defnecik 6 aylık oldu etraftan ayırmalısın, artık büyüdü şimdi yapmazsan alışır büyüyene kadar kendi yatmak istemez, kendine güveni gelişmez, anne bağımlısı olur gibi bir çok  öneri almaya başladım.


Açıkçası kafam karışık... Doğrusu ne bilmiyorum. Her zaman olduğu gibi kendi iç sesime güvenmeliyim değil mi ?


İşe başladım, bugün 17.gün. Gündüz uykularını  artık kendi yatagında uyuyor Defnecik, orada oyunda oynuyor bakıcısıyla. Geceleri ise biraz koynumda biraz park yatağında uyuyordu.


Geceleri her  kıpırdayışında uyanıyorum işe başlayınca  uykusuzluk iyice yormaya başladı, 6 aylıkda oldu diye 2 gecedir kendi odasında yatağında uyuttuk. İyi mi yaptım ?

2 gecedir olan biteni özetleyecek olursak

mıkırdanmaları duymadığım için ben daha az uyanıyorum  (ama uykusuzluğum azalmış değil)

Mıkırdanmaların sonunda gerçekten acıkmışsa  son raddede ağlamaya başlayınca  uyanıp yanına koştuğumdan minnoşumu boşuna ağlatmış oluyorum:(

Yatak büyük ve daha rahat olduğundan pek bir sere serpe uyuyor gibi görünüyor

Bütün gün hasretim gece de yanımda değil diye ben kendimi gittikçe daha kötü hissediyorum, kokusu burnumda tütüyor, ki bence onun içinde aynı şey geçerli

Doğrusu ne bu işin hiç bilemiyorum , alayım koynuma hiç çıkarmamayım istiyorum ama kendi hasretimi dindirirken bebeğim için olumsuz bişey yapıyor olmaktan korkuyorum...



                       Defnecik gündüz uykularında annesinin geceliği ile rüyalarda....

Tuesday, August 9, 2011

Salyalı kedim benim

Dişler mi geliyor  bulduğu herşey hop ağıza, kucağımda gezerken bile neredeyse kulağımı yiyecek

bir an bile durmuyor artık sürekli hareket halinde, yüzükoyun dönüyor bacaklarını iki yana kurbağa gibi  açıp popoyu kaldırma çalışmaları sanırım ilk emekleme çabaları, bir süre sonra yorulup 'ıh' lıyor  geri de dönemiyor kalıyor öyyle tesbih böceği gibi , ah ne komik haller ah ne büyük çaba..
İşten gelince bazen, hemen alamıyorum kucağıma, karşısına geçip seyrediyorum önce gözlerimi doyuruyorum sonra burnumu  ruhumla beraber galiba. Geceleri çok sık uyanıyor  bir türlü derin uykuya geçemiyor son günlerde, işe başlamayla eşzamanlı olması düşündürüyor.

İştahı çok açıldı sütüm ucu ucuna yetiyor biraz daha isterse açık vereceğiz  çözüm ne bilemiyorum, ek gıdaya bir ay var daha ama o ne kadar tutar? sorular, sorular hiç bitmiyor kafamda...Sonra düşünüyorum düşündüğüm şeye bak diyorum ,  ne yapsın Afrika daki anneler. Gözlerinin önünde bebeleri erirken!

Haber seyredemiyorum Afrika, Somali gözümün önünde fotoğraflar, aklımdan hiç çıkmayan  o rakam
90 günde 29 bin  çocuk-bebek  ne demek !!!!!!!!   Kahretsin. Yardım lazım ne kadar nereye kadar !
 O anneler nasıl çıldırmasın  ağlıyorum ağlıyorum

azıcıkta olsa nolur hepimiz birşeyler bağışlayalım gücümüz yettiğince..
Allah kimseyi çocuğunun acısıyla sınamasın...

Friday, August 5, 2011

İlk haftanın sonu

En çok korktuğum ilk haftanın son günündeyiz. Hatta bitti sayılır 3 te çıkıp kızıma doğru uçacağım resmen. Kocaman 2 günümüz var önümüzde başbaşa hiçbir dakikasını ayrı geçirmek istemediğim.

Bugün bu yüzden daha iyiyim  bu haftanın en iyi günü oldu, sadece 1 kez ağladım ve işlere gömüldüm. İşe dalınca daha hızlı geçiyormuş zaman , yapacak bişey yok  balıklama daldım bende :)
Pıtırcık hanım bugün 6. ay aşılarını oldu, önce yanında değilim diye üzüldüm sonra o ağlarken teselli edemedim diye ama hemen aşı sonrası gülücükler atarken ki fotoğraflarını çekip göndermiş eşim mest oldum onları görünce, aklıma geldikçe bakıyorum şimdi. 


Canm kızım ilk iş haftamızı bitirdik, biliyorum sende arıyorsun beni huzursuz oldu uykuların  güzel güzel uyurdun şimdi neredeyse saatbaşı uyanıyorsun, kucağımda çırpınıyorsun sürekli hissediyorsun sende birşeylerin değiştiğini ama söz bize kalan zamanlarda çok ama çok daha fazla birlikte olacağız açığı kapatacağız....

Seni çok ama çok seviyorum birtanem...

Tuesday, August 2, 2011

çok özledimm

                           saatler geçmiyor kalbim sızlıyor çok özledim kuzumuuuuuu

Monday, August 1, 2011

İş'te ilk gün

Beklenen an geldi, ben dün kızımı meleğimi bırakıp altı ay önce hadi pazartesi görüşürüz diye çıktığım  işime geri döndüm.

Pazar gecesi hemen hemen hiç uyuyamadım sanki büyük bir sınava girecekmişim gibi, yattım kalktım Defne'yi seyrettim öptüm kokladım ve maalesef onu bakıcı teyzesi gelene kadar babasına teslim edip çıktım. Yolda epey ağladım ama şirkete gelince daha iyiydim.  İlk defa bu kadar ayrı kaldığım arkadaşlarımı görmek başta iyi geldi, herkes heyecanla bebişi soruyor doğum hikayemizi duymak istiyorlar  ilk birkaç saat bu şekilde laylaylom geçti ama sonra zurnanın zırt dediği yere geldik.

Sütümü sağmak için emzirme odasına indim orada kaldım pompamla başbaşa, nasıl bir ağlamak tutamadım kendimi... Offf Neyse ki süt izni sebebiyle erken çıktım 15:30 da evdeydim  19:30 a dek kucağımdan bırakmadım minnoşumu...

O mu? Keyfi gayet yerinde gülücükler saçıyordu  hiç özlemiş gibi bir hali yoktu biraz bozuldum mu ne. Hele birde bqkıcı teyzemiz  gün içinde olanları keyifle anlatınca kadını acaip kıskandığımı farkettim...

Çok değişik duygular bunlar  nasıl alışılacak bilemiyorum.
Şimdi ikinci gündeyiz bu sabah daha da zor bıraktım aslında düne göre daha kötüyüm. Hiç çalışmak istemiyorum unutmuşum zaten çogu şeyi zor geliyor şimdi.

Gece Defnecik sıcaklardan mı yoksa bana tepki mi bilmiyorum saat başı uyandı mıkır mıkır çok huzursuz uyudu 2 kez emdi ama bir  türlü derin uyumadı... 

Şimdi süt sağmaya inmem gerekiyor. Çantama bodysini attım hem koklarım hem sağarım bir yandan da ağlarım :((