Friday, November 19, 2010

hayat

Erkenden uyandım yine ama en azından gece uykum bölünmedi. Bu kadar az uyku ile nasıl idare edebiliyor vücudum bilemiyorum, bebişi yeterince ve layıkıyla büyütüyor muyum içimde acaba ?

Beynimde hiç bitip tükenmeden dolaşıp duran bu ve bunun gibi binlerce sorunun içerisinde bugünlerde cevabını en çok düşündüğüm ise, nasıl bir anne olacağım sorusu. Düşündükçe nasıl bir anne olmayacağım soruna daha çok yönelebildiğimi farkettim.

Nasıl bir anne olmayacağım; İlk günden itibaren 'o'nun bir birey olduğunu ve hakları olduğunu unutmayacağım. Biz olmayacağız artık.O nu çok ama çok seveceğim ama faşizanca bir tutumla boğmayacağım.
Özgürlüklerinin farkında olmasını sağlayacağım.Mükemmel anne rolleri oynamayacağım, herşeye yetişmek herşeyin en iyisini yapmak zorunda değilim bunu kendime sürekli hatırlatacağım.En önemliside biraz tevekkül. Kainatın mükemmelliği karşısında biraz daha tevekküle hayatımda yer açacağım.

Benim minik mucizem; umarım ki herşey yolunda gidecek ve seninle yaklaşık 3,5 ay sonra tanışacağız.Hayatımın en anlamlı en büyük görevini yerine getiriyormuşum gibi hissettiriyorsun bana.Varlığınla daha neler neler hissettiriyorsun bir bilsen. Kendimi yeniden varediyorum ben seninle. O kadar anlamlısın ki.
Uzun uzun yazacağım bugünlerde, zihnimi biraz daha yalınlaştırmam akışa bırakmam lazım o kadar. Sonra ileride seninle uzun uzun okuyup tartışırız hayata ve kadınlığa dair tüm bu duygudurumlarını umarım.

Minik mucizem iyi ki varsın, iyi ki geldin ve tam zamanında geldin girdin hayatımıza, hep kal olur mu...

No comments:

Post a Comment